önyargılı olmanın bariz örneğidir. nasıl ki gezi parkı na ön yargılı yaklaşan şakirtler varsa buda saplantılı bir saçmalıktır. sene 2010 çorlu'da askerlik yaptığım yerde yemin töreninden önce komutan açıklama yapmıştı. açıklamanın içinde "eger başörtülü gelecek aileler varsa gelmesinler şimdiden söyleyelim" diye cümle kurmuştu. ananem başörtülüydü. yıllarca inancı doğrultusunda giydiği başörtüsünü çıkarmasını nasıl söyleyebilirdim. pek mümkünatı olmayan bir hedere. zaten yemin törenime ailemin gelmesini istememiştim. o kadar yolu gelecekler ve yorulacaklardı. bir kişi için dört kişi yaklaşık 12 saatlik yol gelecekler buda çok mantıksız gelmişti bana. ilerde buda benim yemin törenim diye fotoğraflanmış kareleri göstermesem ne kaybederdim?
sadede geleyim. bu uygulama uzun süredir askeriye de kullanılıyordu. Atatürkçülükle bağdaştıranlar olabilir. lakin atatürk'le uzaktan yakından alakası olmayan bir düşüncenin yansımasıdır. düşünce özgürlüğü nesnelere bağlı kalan bir özgürlük olmamalıdır. kavramsal algılama bozukluğu işte bu noktada ortaya çıkıyor. kurtuluş savaşında cephaneye mermi taşıyan ya da mermileri eleriyle üreten başörtülü kadınlarımız vardı. peki bu ne demek? küçük ya da büyük başörtülü annelerimizin küçük ellerinin de bu başarıda katkısı var. kısacası sen kimi almıyorsun amk? gerçi bunu da mazlumluk malzemesi olarak kullananlara da bir çift sözüm var. sizlerde en az bu dar kafalılar kadar fırsatçı ve nemalanma peşindesiniz. başörtülü insanların üzerinden politika yapmayı bırakın amk. mesele sadece başörtüsü meselesi değil. mesele şekle şemale takılı kalan zihniyetlerin hepsine karşı ortak akıl sergileme meselesidir.
öyle bir ülke de yaşıyoruz ki hiç düşman bulamazsak düşmanımızı kendi içimizden kendimiz yaratıyoruz. bu bizim arketiplerimiz de var. ve aşılması gereken asli zihniyet bu kanımca. yoksa bugün başörtüsü olur. yarın kıl, tüy.