beni az önce telefondan arayıp, beni mutluluklara ve gözyaşlarına boğan, henüz birinci sınıf öğrencisi kudret'le telefonda yaşadığımız diyalog:
ben:+
kudret:-
-alo!
+alo?
-enurchem örtmen misin sen?
+evet kudret, benim tatlım.
-beni tanıdın mı?
+seni tanımaz mıyım, tatlım benim.
-tatlım bi tanem de desene.*
+tatlım bi tanem.
-sen niye gelmiyon?
+nereye?
-bize.
+sen gel kudret.
-ben gelemem ki küçüğüm daha, sen gel.
+sizin eviniz çok uzakta, ben de gelemem.
-niye örtmen değil misin sen, korkuyon mu?
+korkmuyorum da, uzak.
-bizim eriklerimiz vardı, ben sen yiyeceksin diye bekledim. *
+erik benim dişlerimi ağrıtıyor tatlım, yiyemiyorum artık.
-senin verdiğin çikolatalar da benim dişlerimi ağrıtıyordu ama ben yiyordum.
+(ağlayan sesimi kontrol etmeye çalışarak)sen büyümüşsün, öyle mi kudret?
-hı hı, büyüdüm. sen hasta mı oldun?
+evet.
-niye ki?*
+bilmem.
-hasta olma tamam mı, ben seni çok seviyom.
+ben de seni çok seviyorum kudret.
-beni unutma.
+olur, sen de beni unutma olur mu?
-ben seni unutmuyom ki.
+aferin oğluma.
-ben evde sakız çiğniyom.
+aferin, ama okulda çiğneme olur mu? bana söz vermiştin unutma.
-okulda çiğnemicem, söz.
+aferin tatlım bi tanem.
-tatlım bi tanem.
+öpüyorum kudret, annene selam söyle tamam mı?
-ne zaman öpcen, ben de seni öpcem tamam mı?
+tamam, annenle bize gel ama olur mu?
-niye ki?
+ben seni özledim çünkü.
-tamam oldu, erik yok ama.
+tamam erik olmasın.
-tamam. çoaatttt!
suratıma kapadı telefonu.* gözyaşlarım gülmeme karışmış bir haldeyim. tatlım bi tanem, keşke hep böyle kalsan.