aslında böyle bir entry girmezdim ama dayanamadım. tepkisizdim aslında, anlıyordum. gerçi hala da anlıyorum. lakin bu sabahki yaşadığım şey gerçekten içimi acıttı, biryerlere birşeyler yazma gereği hissettim yine. sanırım buradaki tüm entrylere zıt olacak yazacaklarım.
insanın bulunabileceği en kötü semtlerden biri diyebilirim. O kadar maneviyatsızdır ki ruhunuz sıkışır böyle, anlatılamaz. hele hele ramazan ayında bulunma talihsizliğini yaşama ihtimaliniz varsa uzak durabildiğiniz kadar uzak durun derim. yanlış aslında hissettiklerim. Önemli olan her yerde en üstte tutabilmek bir şeyleri, mekanlara veya insanlara atmamak suçu. Ama ben de insanım sonuç olarak.
Ramazan davulcusu bile gelmiyor buralara. ilk gün bi geldi sonra baktı herkes uyuyor, birdaha da uğramadı. Hani ramazanda gece sahur zamanı yanmayan ışıklara bakıp insanları fişleyenler vardır, hiç hazzetmem onlardan yine yanlış anlaşılmasın ama öyle bir şey ki, bütün mahalle kapkaranlık insanın ister istemez dikkatini çekiyor.
Teravih namazları adeta yarış havasında. Şükretmek lazım gerçi, kılınıyor en azından. Ben böyle bir namaz daha önce görmedim. Şafi mezhebindekiler nasıl yetiştirdiler bilmiyorum. Anlatmam mümkün değil.
Daha çok uzatırım ama bu kadar söylemem bile doğru değil aslında. sonradan az biraz ayılmış biri bunu yazan. Yani Kibir değil bu entrynin temeli, acı sadece.
Bostancı halkı; buraya semtiniz için güzel cümleler dizmişsiniz ya hani, belki okursunuz bu entryi de kimbilir. Uyuyorsunuz. Bir zamanlar uyuyan biri olarak söylüyorum bunu yanlış anlaşılmasın. Sabah 5 civarı kurun alarmınızı ve uyanın. Pencerenizi açın ve dinleyin. Martı, karga, serçe...bütün kuşların bir ağızdan çığlıklarını, çırpınışlarını duyacaksınız. Uyanın diyorlar size. Uyanın. inanın öğle veya ikindi saatlerinde falan aynı hale bürünseler bir şey mi oluyor, ne oluyor diye endişelenirsiniz. Kesinlikle normal bir hal değil. Gaflet ne acayip bir şey. Nasıl da kapıyor kulaklarımızı, gözlerimizi, kalbimizi...
Doğruları yeterince yaşayabilse yaşamaya çalışan insanlar, herkes aynı yolda olurdu. Hepimiz suçluyuz ama şu da bir gerçek ki elimizde her türlü imkanımız var her ne kadar bu zamanda doğrularla yanlışlar karışsa da isteyene doğru yol öyle bir açılıyor ki. Ölüp dirildiğiniz zaman kimsenin yakasına yapışıp neden anlatmadıkları için bağırmayın sakın. Bu acımasızlığın nedeni insanın kendisinden başkası değil. Duymak isteyecek olan sizlersiniz, bizleriz. Yapılması gereken sadece istemek.
Zaman su gibi akıp gidiyor tutamıyoruz. Bir saniye sonrasına çıkacağımız ise belli değil. Ölümse ölmüyor, kabir kapısı ise kapanmıyor...
Allah açsın gözlerimizi. Mühürlenmişlerden eylemesin.