dönüp bir bakın evleneceğiniz kişiye. kaç yıldır ve ne kadar çok tanıyor olduğunuz safsatalarını, en sevdiği çiçeği, canı sıkıldığında ne yapacağını bildiğinizi falan unutun. sadece dönüp bakın bir, tanıdığınızı sandığınız kişi mi karşınızdaki gerçekten?
ve etrafınızda "aklı çok" olduğu için size ve evliliğinize dair akıl verenlere "evliliğin iki kişilik bir oyun" olduğunu söyleyin. dimdik söyleyin bunu. sonra da kendinize dönüp bir bakın, şayet tek başınıza kaldıysanız evlenmenize gerek yok; büyük bir hata olur evlilik. ama eğer bu durumda iki kişilik bu oyun için eğer iki kişi kalabilmişseniz, hiçbir şeyin sizi engellemesine izin vermeyin ve evlenin.
sonrasında ne olacağını düşünmenize bile gerek yok, tek başınıza kalmayacağınız bir gerçek. tıpkı aksi hâlde çift kişilik yatakta iki ayrı dünyanın yatması kadar gerçek.
ve eski eşime söylediğim haliyle;
evliliğin başları hep mayın tarlasında top oynamak gibidir. sürekli bir yerler patlayıp duracaktır, kolunuzu-bacağınızı bırakmamaya çalışın; patlamalara engel olmaya değil. zira her halikarda iki farklı yaşantıyı alıp da tek çatı altına koyduğunuz için her an bi taraflar patlayıp duracaktır.