doğrudur. kolejde okumuş biri olarak tastikleyebilirim. tamam şu maddi durumla dalga geçme, fakir olanı ezme gibi şeytani şeyler abartıdır ama kolej ortamı az çok aynıdır. lise 1de tüm kızlar lens takardı mesela, hatta irem diye bir gerizekalı yüzme dersleri esnasında havuza lensle dalıp "çok güzel oluyo suyun altında gözümü açıyorum ama ıslanmıyo gözlerim" dediğinin ertesi günü kocaman davul gibi gözlerle gelmişti.
henüz 14-15 yaşında ki 20/25 kişinin kendi arabası vardı. hatta bir çocuk okula atv ile gelip giderdi. bir gün bahar şenliğinde cemi kenara çekip içtiği/çektiği herşeyi gördüğümü, o nedenle eve taksiyle gitmesini söyledim. yarım saat sonra arabası hurdaya çıkmıştı. mucizevi bir şekilde kimsenin burnu bile kanamadı. babasını arayıp gülerek anlattı, hiç unutmam. babası çarptığı adamın hasarını karşıladı ve aralarında kalması için yüklü bir miktar para ödedi, cemi arabaya attı ve gittiler. 1 hafta sonra çocuğun yeni arabası vardı.
kızlar okula makyajsız ve fönsüz gelmez, her gece kesin birinin evinde parti olur, dedikodu manyaklığı vardır.
en basitinden şöyle örneklendireyim: kantine gidiyorum, adam "bana da bi kola alsana" diyor, alıyorum getiriyorum. teşekkür ediyor, yanağımdan öpüyor. bu kadar. eline telefon yapışık dolanan safinaz tipli kızlardan biri anında fotoğrafını çekiyor. işte o fotoğraf 10 dakika içinde tüm okuldaydı. bluetooth özelliğine sahip tüm telefonlarda, yani burslular dışında herkeste.
yani hiç kötü gösteriliyor filan demeyin, zaten durum kötü. bu da ankaranın tedden sonraki en iyi ve en büyük koleji, isim vermiyorum. kolej ortamında ergenlerin hepsi yetişkin hayatı yaşamaya çalışıyor. tabi bunun içinde paranın vermiş olduğu güçle yaşanan eğlenceli olaylar, ama aynı zamanda milyonlarca çirkinlik, milyonlarca yıpranmışlık var. kolejde okumuş olmak bana ilerde nasıl bir ebeveyn olmam gerektiğini öğretmiştir en çok.