''aklın ve mantığın egemen olduğu bir sözlük için,
aydınlığın egemen olduğu bir sözlük için,
hümanizmin geçerli olduğu bir sözlük için,
eşitliğin esas alındığı bir sözlük için,
hiçbir ırkın bir diğerinden üstün tutulmadığı bir sözlük için...''
denmiş. çok güzel istekler bunlar. hatta karşılıklı tiksindirici başlıkların açıldığı bir ortamda, asıl olması gerekenler, asıl görmemiz gerekenler bu.
yalnız neden sol görüşlü onu anlamadım.
zaten baştan sol görüşlü denirken bir ayrım yapılmış. özgürlükleri, eşitliği, adaleti sadece solcular düşünebilirmiş gibi.
belirli bir ideolojiyi benimsememiş bir insan olarak söylüyorum ki kabul ettiğim bazı etik değerler var. ve bu etik değerlere göre yaşamaya çalıştığım gibi siyasi fikirlerimi de bu değerler üzerine kuruyorum.
yani bu değerleri benimsemek için belirli ideolojilerin arkasına saklanmaya gerek yok. çünkü bunlar benimsenmese bile sorgulanması gereken değerler. yani ne solcuların, ne sağcıların, ne dinin, ne bilimin tekelinde.
umarım sağ, sol ayrımına girmeden gerçekten birleştirici bir çağrıdır bu. zira artık hepimizin kabul etmesi gereken şeyler var ki, onları kabul etsek hayat birçoğumuz için daha kolay olacak.
işte onlardan biri de hoşgörü bana göre. karşılıklı kabul edelim ki, bu yaştan sonra kimse kimseyi kolay kolay değiştiremez. ama ortak noktalar bulup bunun üzerinden ilişki kurmayı deneyebilir. yani diyorum ki, sadece soğan olmasın. sarımsak da olsun, patlıcan da olsun, domates de olsun. ama en başta gerçekten özgürlük ve hoşgörü olsun.