kahvehanelerde çayı, çaycı yada belli bir maaş alan çırak dağıtır. ülkü ocaklarında çocuklar.
ülkü ocaklarına çok fazla giden biriyim ve tablo değişmez büyük reisler oturur çoluk çocuk çay dağıtır. bunu da büyük bir heyecanla "reise çay götürdüm çaaayy!" şeklinde yapar zavallılar.
yeri gelmişken:
ocakla birlikte katıldığım bir yürüyüşte reis olduğunu düşündüğümüz malum kişinin arabayla yanımızdan korna çalarak geçmesi.
madem yürüyüş reiste yürümeli değil mi başta o olmalı hatta. 20 25 dakika yürüttüğün çocukların yanından geçerken kornaya basmak değil reislik.
not: ülkücü değilim arkadaşım davet etmişti katılmıştım. pişman değilim ülkücü olmak büyük bir onur bence. ama ülkücü olmadan önce basılması gereken bir basamak daha var tabi.
(bkz: adam olmak)