ne yaptigini anlayamadigimiz, halki temsilen cikip da halki yok sayan, allah'i ve dinini rant saglamaya kullanan, insanlari birbirine kiskirtan, hemen hemen her partinin her adami bu kadar al birini vur otekine kadar vahim durumdayken nasil bir lider oldugunu gordukce icimizin yandigi halifedir. tabi ki oyle olacakti, omer-ul faruk en guzel yoneten olacakti cunku o peygamberin 'benden sonra peygamber gelecek olsa o omer olurdu' hadis-i serifiyle sereflendirdigi guzel sahabeydi.
fakat ne mumkun ozenmemek hele de su hadiseyi ogrendikten sonra; hz.omer halifeyken bir gun 'ey iman edenler, dinleyin ve itaat edin' diyerek hutbesine baslayinca sahabelerden birisi kalkip ona yani koskoca halifeye, ki peygamberin nice mujdelerine mazhar olmus, diyor ki hatta diyebiliyor ki 'dinlemiyoruz ve itaat etmiyoruz'. o omer ki sabir abidesi, asla nefsine kapilip da hiddetlenmiyor. cunku o omer ki idaresindekilere 'ben bir gun egrilirsem beni nasil dogrultursunuz' diye sorunca aldigi 'vallahi seni kiliclarimizla dogrulturuz' cevabina sevinen omer. sahabeye bu sozu neden ettiginin sebebini soruyor. sahabe diyor ki 'sebebi bu uzerindeki yeni elbisedir. beytulmal'dan sana da bana da esit kumas dusmustu ve benim kumasim bir elbiseye yetmedi ama goruyorum ki sen o kumastan bir elbise diktirmissin. bunun hesabini vermedikce seni dinlemiyoruz ve itaat etmiyoruz'. hz.omer sozu oglu abdullah'a birakiyor ve oglu 'ben kendi hakkimi babama verdim, iki kumasi birlestirince bir elbise diktirebildi' diyor. sahabe ancak bunlari duyduktan sonra 'simdi seni dinliyoruz ve itaat ediyoruz' diye kabulleniyor.
o gunlerden bugunlere cok sey degisti. biliyoruz ki biz nasil olursak idare edenlerimiz de oyle olur. biz omer'in halki gibi olamadikca omer gibi yoneticiler beklemek cahillik biliyoruz fakat rabbim cok ihtiyacimiz var. onun tirnagi olabilecek biri dahi olsa yetecek bize.