biraz özlediği şeylerin peşinden giden insan gezintisi. Sessizlik, toprak kokusu, serinlik ve kafanın bir taraflarında kalmış ufak tefek romantizm kırıntılarının ona eşlik etmesiyle su birikintilerinin haresine dalgın ve düşünceli bakarak yürür, yürür... Yağmuru iyce hissetmeye başlarsın, hafiften üşür, daha bir sarılırsın kendine. Yağmurluğunun kapşonunu kafana geçirdikten sonra cebinden ıslanmış dudaklarına bir sigara çakar onu ateşleyerek yoluna yarı melankol devam edersin. Arada derin sulara dalıp küfreder ya da üstünden atlayarak oh dersin. Yağmur damlaları burnundan süzülene kadar...