artık aldığım haberlere şaşırmıyorum diyen yazar(dı).
meğer büyük lokma yemeli büyük konuşmamalıymış.
yine bir cumartesi. yine doktorun karşısındayız. artık bebeğimizi kucağımıza almak için son birkaç haftayı sayıyoruz.
doktor klasik ölçümleri yaptı. "bugün hastanede misafirsiniz 1 gün kalacaksınız. perinatoloji doktoruna da bir görüneceksiniz. birkaç test de yapacağız. (eşime) 4 saatte bir nst cihazına bağlanacaksın. gerek görürsek bebeği sezeryanla alacağız" dedi.
adam birkaç cümle söyledi belamı sikti resmen. ciğerimi parçaladı, dünya durdu.
yukarıda odaya çıktık. hemşireler geldi. eşimin tansiyonu ölçtü, testler için kan aldı, serum bağladı. nst cihasızını bağlanmadan eşim tuvalete geçti. o zamana kadar çok sağlam durduğumu, eşime destek olduğumu düşünen ben nasıl zavallı durumda olduğumu hemşirenin form doldururkenki sorusu ile anladım. "eşinizin doğum tarihi ne?"
birkaç saniye içinde aklımdan onlarca alakasız tarih geçti. sonra boş boş hemşireye baktım "bilmiyorum" dedim. suratıma baktığında rengimin atmış olduğunu gördüğünden olsa gerek tekrar sormadı. tuvaletten çıkınca eşim soruya cevap verdi.
yarım saatlik nst'den sonra tuvalete diye odadan ayrıldım. aynanın karşısında kendime baktım. "allah'ım n'olur evladımla sınama beni. n'olur!" diye içimden geçirdiğimde boğazım düğümlendi. gözlerim doldu. birkaç damlasını taşıyamadım gözyaşlarımın, engel olamadım, aktı.
gözyaşlarını sildim, elimi yüzümü yıkadım, olumsuz olasılıkları kafamdan atıp, "güçlü insan gömleğimi" giydim. eşime desteğe, onun paniğini yatıştırmaya devam ediyorum.
testler iyi, perinatoloji doktorunun ölçümleri göreceli olarak iyi. bebeğimiz olması gereken kilonun aşağısında ama sağlıklı (minyon olacakmış biraz. kilosu düşük doğması bekleniyor.) şimdiye kadarki nst ler de iyi. sancı yok. bebek hareketli. velet daha dünyaya gelmeden bizi parmağında oynatıyor. son 2 haftadır nst de uyuyan bebek. biz gece hastane köşelerinde sürünürken zıpır zıpır. neyse şükürler olsun.