türkiye'de iki türlü solcu olduğundan ikiye ayrılır.
birincisi minik solculardır; bu solcu kesimi genel olarak ulusalcı dediğimiz insanlar oluşturuyor. bu insanlar kongreler düzenliyorlar, dersler veriyorlar ve hatta bazen bildirgeler yayınlayıp "vatanı kurtarıyorlar" ama heyhat, hep boş. başarılı olmaları için azıcık o kongre merkezlerinden çıkmaları ve ropdöşambır giyerek tuttukları o viski bardaklarını biraz dinlendirip dışarı çıkmaları gerekli. böylece halka kendilerinin ne demek istediğini anlatabilirler.
ikincisi anarşist solcular; bu solcular türkiye'yi hala anlayamadılar. türkiye'de halk anarşiyi sevmez, "sallandıracaksın üç beş tanesini bak nasıl duruluyorlar" anlayışı türkiye'de hala değişmedi. bu yüzden öyle kaldırım taşı sökerek, dükkan camları kırarak, bankalara saldırarak solu zirveye taşıyamazsınız. yine bu insanlar sadece birbirlerine propaganda yapıyor ve kendilerini halka anlatamıyorlar.
kısacası türkiye'de solun ortak hatası kendisini halka anlatamamakta ısrar etmesi. yaptıkları bilgilendirmeler ve konferanslar sadece kendilerini bilgilendiriyor. şehirlerin varoş mahallelerinde oturan adam bundan bilgilenmiyor. yani türkün türke propagandası şeklinde olan söz bu sefer solun sola propagandası şeklinde oluyor. işte türkiye solunun hep kaybetmesinin sebebi bu.
ama türk sağı sütten çıkma ak kaşık mı ? böyle olduğunu kimse iddia etmesin. sağcıların en büyük hatası diye başlık açılırsa bunada yazarım.