Özlediğin, hasretini çektiğin, yasını tuttuğun, içine attığın, canını yaktığın, geceyi güne duman duman harmanlayıp düşüncelerle boğulduğun anlarda ortaya çıkan elle tutulur gözle görülür bir yanı olmadığı halde içinde bilmediğin bir yerde gizli gizli biriken, biriktikçe hissedilmeyen ağırlığıyla yoran, yaralayan, kanatan, kıvrandıran bu duygu bu varla yok arası his bu iç çektiren çelişki girdabı gün olup malum şahsı hep olduğu gibi ansızın karşında gördüğünde göğsünün orta yerine öyle bir yüklenir ki çatırdar kemiklerin başın döner zihnin bulanır nefes almak ne mümkün, çeneni tutsan elini, elini tutsan dizlerini yaz ortası zemheride kalmış gibi titretir dondurur, yakar, eritir ve bir an'a aittir hissettiğin her şey o anda ve diğer bütün anlara sızmak için süzülür ağulu damlalar gözünden, kronikliği kanıksamış bir hastalığın rutin sancısı yayılırken vücuduna hayatın devam ettiği ironisiyle irkilir, tiryakinin yaşam destek ünitesine sarılır, parmakların arasında kendiliğinden bitiveren sigarandan derin bir nefes çekersin,
bir nefes daha,
bir nefes daha...
Gayet sakin ve ciddi.
Geçecek, geçiyor, geçti.
Hadi geçmiş olsun.
kk