yaklaşık iki sene önce mezun olarak tüm ilişiğimi kestiğim üniversite ve bölüm ikilisi. şöyle uzun uzun, hazır tercih dönemindeyken bölümü anlatasım var.
bizim zamanımızda ilk 3000 civarından öğrenci alırken şu an bu sıra 8000lere kadar gerilemiştir. bunda da sanırım en büyük pay devamlı kontenjanları artırılan sağlık bilimleri (tıp, diş, eczacılık) ve bazı sayısalcıların iktisatişletme gibi bölümlere yönelmesi. neyse konumuz o değil şimdi.
evvela şu gerçekler herkes tarafından bilinir.
-kız yoktur (gerek nitelik, gerek nicelik bakımından) ama dert değildir. düzgün bir çocuksanız muhtelif yerlerde kızları görebilir, sohbet edebilir, hatta ilişki bile yaşayabilirsiniz.
-odtü makina zordur. aslında zor değildir de, çok çok yoğundur. bazen bir insanın kaldıramayacağı kadar.
bir sabinin üniversite hayatı boyunca temelde yapacağı üç şey olacaktır. uyku, sosyalleşmece, ders çalışmaca. bu bölüm, üçünü birden yapmanıza izin vermez. herhangi ikisini seçmeniz gerekir. uykunuz kıymetliyse ayvayı yediğinizin resmidir yani.
bölüm ilk sene, her mühendislikte olduğu gibi temel bilim dersleriyle (calculus, fizik, kimya, ingilizce vs.) başlar. bunun haricinde her dönem birer tane CAD (çizim) dersi alırsınız. mesele değildir.
ikinci sene, bu kez temel mühendislik dersleri başlar. termodinamik, statik, mukavemet, dinamik, malzeme, diff gibi dersler alınır. bu senede, bölüm hocaları insafsızlıkta tavan yapmaktadır. öğrenci kıyımı rahatlıkla yapılır. her sectionın (odtüce sınıf yani) neredeyse %30'u kalır. dersler birbirini devamlı suretle bağlar. özellikle me205 kodlu, ilk dönem zorunlu olarak verilen statik dersine dikkat çekmek lazım. bundan kalan zavallı, dinamik ve mukavemet alamaz. onları alamayan üçüncü sınıfın neredeyse tamamına elini süremez. bölüm tartışmasız uzar. siz siz olun statikten kalmayın kısaca.
üçüncü sınıf. bölümün en zevkli olduğu yıldır. tabi hocalar ve asistanlar için. dönemde altı tane babalar gibi ders alınır. hepsi ama hepsi çok önemli derslerdir. aynı zamanda zordur da. üçüncü sınıfı başarıyla bitirmiş biri, kendini büyük oranda mezun sayabilir. mekanizma teorisi, numerik metodlar, akışkanlar mekaniği, ısı transferi, kontrol sistemleri ve daha niceleri... genelde makina güruhu arasında yıllardır şu tartışma yapılır: "bölümün en zor dersi kontrol mü yoksa element (makina elemanları) mi?" şahsen ben oyumu kontrolden yana kullanıyorum. çünkü ders elektronik temellidir ve bu disiplini almamış makinacılar çok zorlanır. ancak hocalar bu senede nispeten daha anlayışlıdır. ikinci senede olduğu kadar acımasızca "f" içeren notlar verilmez.
son sınıf da seçmeli falan işte. ha tabi işin bitirme projesi kısmı var. son seneye kadar öğrendiklerinizi kullanarak sizden çalışan bir cihaz yapmanız istenir. 5-6 kişilik ekipler oluşturulur. size bir asistan atanır. dönem boyu onun direktifleri ve önerileri doğrultusunda kendi emeğinizle makinayı üretmeye çalışırken, belli aralıklarla da proje dersinin koordinatörü olan hocalara bir nevi brifing verirsiniz. onlar da önerilerini size sunar. sponsor bulmak, hocanın birini kafalamak falan serbesttir. dışarıda yaptırmak da serbesttir (yakalanmadığınız sürece uygulanan bir metoddur demek istiyorum) ama çok tavsiye edilmez. nedenini zamanı gelince öğrenirsiniz. bir diğer sıkıntı da, yakın arkadaşlarınızla aranız bozulabilir eğer aynı ekipteyseniz. zira stresli iştir ve sinirleriniz kaldırmayabilir.
bütün aşamalardan başarıyla geçen kişi, artık makina mühendisi olmaya hak kazanmıştır. hayırlı olsun.
gelelim hocalara. hocalar genelde kendi içinde ikiye ayrılır. dinazorlar ve genç kuşak hocalar. aralarında eres söylemez gibi çok kıymetli yaşını almış hocalar olduğu kadar faruk arınç gibi öğrenciye neredeyse düşman kesilen hocalar da bulunur. genç hocaların hemen hepsi iyidir, merve erdal tapılasıdır. ama hocalarla öyle çok içli dışlı olmayı önermem.
son olarak, eğer ki "makina mühendisi olucam lan ben" gibi bir olayınız yoksa, yazmayın. yazmış olmak için yazılacak bir bölüm değildir, uyandırayım.