--spoiler--
Dünyada hep yıkımla sonuçlanan suyun özelleştirilmesi süreci iki kanaldan ilerliyor. Bunlardan birisi giderek kıtlaşan su kaynaklarının sermayeye teslimi, diğeri de su dağıtımının sermayeye devri. Türkiye de su dağıtımı büyük oranda hala Belediyeler tarafından yürütülüyor. Ancak Dünya Bankası bu hizmetlerin özelleştirilmesini veya belediyelerin suyu maliyet(piyasa) fiyatının altında satmamasını istiyor.
Su kaynaklarının kamusal bir politika çerçevesinde toplum çıkarına kullanılmaması ile yaşanan su krizi şimdi Dünya Bankasının taleplerinin de önünü açacak. Zira belediyeler "içme suyuna yatırım yapmak" yerine suyu dışarıdan aldığında piyasa fiyatının altına düşemeyecek. Tarım kesiminde ise DSinin işlevsizleştirilerek, yapması gereken yatırımların özel sektöre bırakılmasıyla su kaynaklarını ele geçirecek olan sermaye grupları tabii ki çiftçinin gözünün yaşına bakmayacak.
--spoiler--