nurullah genç

entry66 galeri
    45.
  1. Seni şimdiye kadar tanımadığıma ne kadar yandığımı bilemezsin... Adını mıh gibi aklımda tutuyorum, her şiirini okudukça büyüdükçe büyüyor içimdeki sevgin...

    Bir TV programında rastladığım kimmiş bu yaa nasıl bir şair bir şiir için bu kadar çile çeker, kendine dert eder kelimeleri sonrasında hasta düşer hastanelerde yatar... Bu nasıl bir şiir sevgisi bu şair ne yazar deyip araştırıp şiirlerini okudukça hayran olduğum insan... Kitaplarına ulaşabilmeyi nasıl bir şiddetle arzuluyorum anlatamam... Büyük kitapçılarda kitaplarını bulamamaksa ziyadesiyle üzmüştür beni (remzi kitap evi, D&R vb.)

    imkan bulduğum en kısa zamanda üniversiteye gidip kendisiyle tanışmak, dersini dinlemek istediğim nadide insan.
    Hangi şiirinden bahsetmeli bilmiyorum ancak babasının ardından yazdığı şiirindeki sözler... Bir babanın ardından ancak bu kadar güzel şiir yazılabilir heralde...

    Gittin; dünya bir kafes, devâ mahpus, söz ketum
    Gittin; çekildi suyu can nehrinin; kaldı kum
    Doruklarda bahardın, derinde servi boylu
    Muhabbet savaşçısı, yiğit, cihangir soylu
    Göklere yönelirdin gece gündüz, susardın
    Zamana defineler verip mekânı sardın
    Bu gün hüznün hayale kuyu kazdığı gündür
    Bu gün kederden sabrın bile bezdiği gündür

    Yetim kalmış çiçekler sana meftun bakardı
    Yuvanda gülkurusu bakışların kokardı
    Tenhada çoğaltırdın gözlerini kimsesiz
    Gözlerin başkaları için ağlardı sessiz
    Bereket dağıtırdın çocukların kalbine
    Sonbaharına erip döndürüldün Rabbine
    Bu gün ötenin bir dost eli sezdiği gündür
    Bu gün samanyolunda aşkın gezdiği gündür

    Kör bakmayı bilmezdin; özde ruhun yanardı
    Rüzgâr, yağmur ve güneş seni meczup sanardı
    Şimdi yansın kapılar, pencereler kırılsın
    Vadiyi sel götürsün, dağ ikiye yarılsın
    Öncü bir kıyametten geçtiğin ândı ölüm
    Sen rüyadan uyandın; senden uyandı ölüm
    Bu gün kardelenlere kanın sızdığı gündür
    Zamanın ezberini yine bozduğu gündür

    Ân gelir, seni nâçâr kılan dert nîran olur
    Alıcı kuşlar gibi vurulup vîran olur
    Yedi iklimden sorar düşlerini yârenler
    Buhurdanlıkta taşır hâtıranı erenler
    Kırlangıç yuva yapsın şimdi lâlezarına
    Erguvan tohumları ekildi mezarına
    Bu gün kovulmuşların katran süzdüğü gündür
    Bu gün toprağın alevleri üzdüğü gündür

    Bu mezar taşı kime ne söylüyor; bu yıldız
    Bu gök, yaralı bulut, çâresizlik; bu ıssız
    Ülkenin hangi dağı, ovası şimdi benim
    Seninle sessizliğin koynuna girdi tenim
    Âh kırılan ellerim, ah çürüyen kanlı göz
    Bir cefâ girdabında dalgalanıp yandı öz
    Bu gün fırçanın kalbe diken çizdiği gündür
    Matemin bir şairi lif lif çözdüğü gündür

    Her yüzde bir tebessüm oluyor filizlerin
    Haramilerde bile ışıldıyor izlerin
    Nâm yurdunda gölgeydin, merhamet burcunda dev
    Sokak garip; münzevi bir rüyada şimdi ev
    Hicrana varan yolun her köşesinde serap
    Şehir şehir ürperiş, ülke ülke ıstırap
    Bu gün bir kelebeği dağın ezdiği gündür
    Bu gün kalemin “eyvah” diye yazdığı gündür
    1 ...