Gerilla denizdeki balıktır , arkasındaki halk ise denizdir, özdeyişinde de olduğu üzere her ne kadar dillendirilmek istenmese de arkasında geniş bir kitlesel destek olan örgüt.1970 li yılların sonunda ki 80 darbesi sürecinde Diyarbakır cezaevinde işgenceden geçirilen bir grup kürtün kendini yakarak bu hareketin kıvılcımını oluşturmuştur. Peşinden Öcalan harekete siyasi bir temel ve marksist leninist tabanda bir yol çizmiştir. Devleti bölgede işgalci ve haklarını temel vatandaşlık haklarını gasp eden bir yapı olarak görmekte olan örgüt , Öcalanın da ifade ettiği gibi hakları silahların gölgesinde alma yolunu seçmiştir. Ne yazık ki pkk hareketinin bu denli geniş kitlesel desteğe sahip olmasında devletin bölgede uyguladığı baskıcı ve yok sayıcı müdahalelerin olduğu gerçeği apaçık ortada. Kendi vatandaşını ağaların , aşiret ve tarikatların kucağına atıp bölgeye sadece seçim süreçlerinde uğrayan hükümet anlayışları pkk hareketinin devletin boşluğunu doldurmasına ve sorunun içinden çıkılamayacak kadar karmaşık bir hale gelmesine neden olmuştur. Gelinen noktada doğuştan gelen anayasal haklarının bile pkk nın silahlı hareketi sonucu alan bölgedeki insanlar harekete sempati beslemişlerdir. Yıllar önce birinin lazca konuşması devlete sempatik gelirken , kürtçe konuşan biri potansiyel terörist muamelesi görmüş . Ne yazık ki En temel haklarını bile pkk nın silahlı eylemleri sonucu alan insanlar devletle arasındaki mesafeyi giderek açarken , pkk ile bir kader bağı kurmuştur. Tabi örgütün uyuşturucu , kaçakçılık , mafyavari şehir yapılanmalarıyla topladığı haraçlar , diğer ülke ve örgütlerle çıkar amaçlı işbirliği içinde olduğu da bilinmekte.