ezanın türkçe okunmasının caiz olmamasının nedeni

entry46 galeri video1
    31.
  1. imam-ı azam'ın fetvasının ne kaideyle verildiğini bilmeyen, hayatında fıkıh kitabı eline almadan internetten gördüğü 2 makaleyle bizlere fıkıh dersi vermeye kalkan, hz. muaviye (ra)'yi aşağılamakta beis görmeyen; ne hadis, ne tefsir, ne meal okumuş ama aklı sıra bize sözlük köşelerinden artistlik yapan fırsatçılara bir kez daha ders verme şansı vermiştir bu başlık bizlere.

    niğbolu zaferinden sonra yıldırım bayezid'in ele geçirdiği şaşalı bir mahiyet vardı. başkentteki zenginlikleri görünce, esirler arasındaki üst düzey haçlı komutanlarından biri, ''bir daha türklere karşı elime silah alırsan namerdim'' demiş, sultan da bunu duymuştu. onu tahtının önüne çağırtıp şöyle dedi:

    ''yeminini sana bağışlıyorum. vallahi, tüm avrupa birleşik ordularını topla, yine gel! baha şanımı ve şöhretimi arttırmak için yeni fırsatlar bahşet!''

    işte bu tipler de o hesap...

    gelgelelim cevaba:

    imam-ı azam'ın fetvası, günümüzdeki gibi araplara karşı küçümseme duygularıyla ve kavmiyetçilik esasına göre (güya milli şeflerini aklayacaklar ya!) yapılan çeviriye caiz demiyor. tüm kur'an surelerini çevirip, onunla namaz caizdir demiyor. 1400 sene boyunca böyle olan bir şeyi, iki tane kıçı kırığın değiştirmesine caiz demiyor. ne diyor biliyor musunuz?

    sadece fatiha suresini bilmeyenlere mahsus olup, fatiha suresine özeldir. islam merkezinden uzakta olanlar ve islam'ı tam olarak bilmeyenlere mahsustur. sen islam merkezinden uzakta mısın koçum? arapça öğrenme imkanın mı yok? sadece fatiha'yı mı türkçe okuyacaksın? ayrıca sen farsça mı okuyacaksın, türkçe okuyacaksın. adam türkçe okuyabilirsin dememiş ki, farsça okuyabilirsin demiş. zira farsça, cennet lisanı sayılır ve arapçayla benzerlikler ihtiva eder. üstelik bu fetva, arapçaya dili dönmeyip, dili dönene kadar geçerli olmaktadır, yani bir süreklilik arz etmez, geçici bir durumdur.

    malum kişinin (hani şu oradan buradan peydah olup da, bize fıkıh dersi vermeye çalışan zat!) ''hz. peygamber anadilde ibadete yeşil ışık yaktı'' demesi de hz. peygambere yalan isnad etmekten başka bir şey değildir! ''benim dilimden yalan uyduran cehenneme hazırlansın'' diyen hz. peygambere yalan isnad eden bu karakterin küfrüne ortak olmaksa, başka bir küfürdür! acemlerin islam'a girmelerinin rasulullah'ın vefatından sonra olduğunu sağır sultan dahi biliyor. selam-ı farisi rasulullah'a söylemişmiş...

    farklı lehçe meselesi ise, kıraat hususundaki bir mevzudur. lehçe farklı şey, dil farklı şey. tamam, fıkıh bilmiyorsun da, hiç mi dil anlatım dersi görmedin be adam! lehçenin bir dildeki farklı konuşmalar olduğunu bilmiyor musun da, arap lehçesiyle, türkçeyi bir tutuyorsun?

    ayrıca bu fetvayı veren imam-ı azam'ın alimlerin ekseriyeti tarafından yanlış bulunduğu bilinen bir vakıa olmakla birlikte, hanefî mezhebindeki geçerli görüş de imam muhammed ve ebu yusuf gibi diğer müçtehitlerin fetvalarına göre şekillenmiş olup, mustafa sabri efendi yazdığı risalesinde, kaynak belirterek ebu hanife'nin bu içtihatından vazgeçtiğini de ifade etmiştir. üstelik serahsi'nin rivayetine göre imam-ı azam bunu mekruh bulmaktadır.

    en basit hanefi fıkhı kitabında bile bu hükümleri ve açıklamaları bulabilirken, neyin peşindesiniz, gerçekten merak ediyorum. ''el-fikhul hanefiyyu ve edillehu'' adlı basit bir fıkıh kitabında bile (müellifi muhammed said'tir) bu açıklamalar var.

    aklınız sıra bize fıkıh dersi vermeye kalkmayın. tamam, münafığın önde gidesiniz de, biz size burada göz açtırmayız.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük