şöyle açıklayayım;
bir zamanlar karşı dairede çocuğu olmayan kırklarına yaklaşmış bir çift oturuyordu. kadın çok neşeli ve konuşkan olmasına karşın adam çok soğuktu ve sert bakışları vardı. derken bir akşam karşı daireden bağırmalar çağırmalar yükselmeye, kulaklığımda çalan justin yakışıklıses e rağmen gürültüler kulağımın içine değin gelmeye başladı. ilk tepki ev arkadaşım Şakir den geldi. "lan nolüyür" şeklinde bir tepkiydi bu evet. sonra adamcağızın "beni bunla mı aldattın beni bunla mı aldattııan" diye bağırışlarını duyduk daha sonra da dayak sesleri geldi. kapıyı açıp olaya müdahale etmek istedik. bir anda kafamızdan aşşaya konfetiler dökülmeye başladı. Şakir le aynı anda "lan nolüyür" dedik. sonra bir baktık ki yerler jillet gibi herhalde kapıcı yeni silmiş buraları dedik. neyse sonra karşı komşunun kapısı açıldı. adam hala beni bunla mı diye hönkürüyordu. acaba adam bunları yatakta basmış mı diye düşündük. bir de ne görelim. içerde kadın ve bir it var. hayretten küçük dilimizi yuttuk. yani aldatcaksanız da üsturuplu aldatın efendim. işte hayat hep böyle süprizler yapar. kader olur kısmet olur. ayrıca kapının önü jillet gibiydi demiştim ya işte hep bu aldattıran it yalamış. insanlar çok garip hayvanlar da öyle ve yere batsın lahmacun.