şeytan tanrıyla bahse falan girmemiştir çünkü böyle birşeye gücü yetmemektedir. ne de olsa şeytanı da o yaratmıştır.
aslında şeytanla insan arasında yaradılıştan gelen hiçbir fark olmadığını düşünürsek (onunda bizimde özgür irademiz var, topraktan yada ateşten yaratılmamızın ötesinde) tanrıya karşı gelebilme gibi bir irademiz var sonuçta. bu konuda kesinlikle özgürüz. sana ibadet et diyor ama sen yapmıyorsun. oku diyor gönderdiklerimi okumuyorsun. yani tamamen özgürsün bu konuda. dolayısla şeytan da özgür.
herşey iyi güzel giderken, şeytan tanrıya taparken, bi anda tanrı; bu benim yarattığım yeni oyuncaklarım, bunlar en yeni yarattığım versiyon olduğu için bunlara boyun eğmek zorundasın diyor. şeytan ise; onları topraktan yarattın, beni ise ateşten! ben daha güçlüyüm neden onlara tapayım ki? (şeytan tapmama gibi özgür iradesini kullanıyor)
tanrı ondan hala tapmasını emrediyor...
ve şeytan diyor ki; sana onlardan daha güçlü olduğumu göstericem, sen sanıyorsun ki onlar sana sonsuza dek tapacak. şimdi bana izin ver, onları kandırabileceğimi ve onların aslında ne kadar zayıf bi varlık olduklarını gösterip, sana tapmalarını engelleyebileceğimi göstereyim der.
yani görüldüğü üzere ortada bahis yok, iddaa yok!
şeytan izin istiyor tanrı dan...
tanrı da izin veriyor.
ve böylelikle dünyada karanlık-aydınlık güçler yıllardır denge içinde yaşıyor (her ne kadar yaşadığımız zamanda dengeden bahsetmenin imkansız olduğunu, karanlık güçlerin dünyayı elegeçirdiğini ve tüm insanlığı köle getirdiğini düşünsemde artık)
sonuç olarak bu iş kıyamet ile bitecek. kıyametin ardından şeytan tanrıya "bak haklıydım gördün onları nasıl kandırdım" diyecek. belki de kendini daha adem'e o elmayı yedirterek ispat etmiştir bilmiyorum ama şeytan'ın başarılara devam ettiğini düşünürsek ve tanrı'nın artık tüm mukaddes kitaplarda yazdığı gibi artık Hz.Mehdi'yi gönderme zamanı gelmiş olabilir. tabi önce deccali de görmek lazım... geldi de biz farkında değiliz, geliyor mu, gelecek mi falan filan...
