rteyi, menderes ve özal'dan ayıran en önemli özelliği laisizmle olan derdidir. ortak yanı ise daha çok 12 Eylül ve Özal ile , neoliberalizme bağlılık ve onun gereklerini yerine getirme üstünedir. didiştiği sivil-asker bürokrasi, kendisini laisizmin bekçisi olarak tanımladığı için, rteye ayak bağıdır. rtenin şimdi yapmak istediği, Özalın da ajandasında olan özelleştirme, ticarileşme, devleti küçültme ve Türkiyeyi bir ucuz emek ekonomisi olarak dünya ekonomisine entegre etme. Özal dahil, önceki tüm sağcı liderlerden en önemli farkı ise, islami hayat tarzının yaşandığı, buna uymayanlara empoze edildiği bir sosyal karşı-devrimi adım adım gerçekleştirmek. Bunun için de yürütme ve yasamadaki üstünlüğe, yargı egemenliğini eklemek. Hatta bir de başkanlık sistemiyle bu otoriterleşmeyi pekiştirmek
Bütün bu hedefleri sandık rızasıyla gerçekleştirdiğini, bundan dolayı demokratik olduğunu söyleyen akpnin, o rızayı, halkı korkutarak, medya ile uyutarak , alternatifsiz bırakarak, kısaca ölümle korkutup sıtmaya razı ederek, sağlaması ise bir teferruat.