sen yoktun

entry18 galeri
    1.
  1. muhteşem bir dursun ali erzincanlı şiiri .... okunmaz,dinlenir ama buyrun sözleri yinede ;

    sen yoktun sultanım...
    hz.adem deydi nurun.
    önce cenneti,
    sonra yeryüzünü şereflendirdin..
    adem nuruna affedildi.
    arafat,bu affa şahitti..

    sen yoktun ,nuh un gemisindeydi nurun,
    dalgalar yeryüzünü boğarken ,
    toprağın bağrındaki su,
    gökyüzüyle buluşurken
    ve bu bir ilahi azap derken,
    allah nurunu taşıdı binbir sebeple
    tufan,nurunu selamladı edeple

    sen yoktun,
    hz.ismail in alnındaydı nurun,
    ibrahimi bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
    \'rabbimiz\' dedi ,
    \'onlara kendi içlerinden
    senin ayetlerini okuyacak,
    kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
    onları temizleyecek bir elçi gönder,
    amin dedi on sekiz bin alem,
    nurunla aydılanan minicik ellerini semaya kaldırarak
    amin dedi ismail.
    hira nur dağı amin diyerek ayağa kalktı.
    medine\'den adı uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında

    sen yoktun.
    hz.isa \'ahmed\' diye muştuladı seni
    alemlerin efendisi diye seslendi sana
    artık ben sizinle çok söyleşmem,dedi havarilerine..
    çünkü bu alemin reisi geliyor,
    bekleyin,ahmed geliyor.
    kainata rahmet geliyor
    havarilerin yüzünü okşayan
    ölüleri dirilten bir nefes oldun
    ama sen yoktun..

    sen yoktun sultanım,
    hz.abdullah\'ın alnındaydı nurun,
    başı eğik gezerdi mazlum
    kuteyle göklerden seni sorardı,
    varaka seni arardı semada
    anneler kızlarını hep ağlayarak sevdiler
    ağlayarak süslediler ölüme
    ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler
    sen yokken,
    canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
    anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi,
    ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi
    en son çocuk atılırken çukura
    annesinin suretinde bir melek tuttu onu
    ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi
    melekler süslüyordu hira\'yı
    efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur
    efendisine hazırlanıyordu mekke
    alem,efendisine hazırlanıyordu
    kainatın gözü amine deydi
    toprak rabbine yalvarıyordu
    allahım gönder artık diyordu
    gel diyo ağlıyordu mazlumlar,gözleri semada

    ve bir gelişin vardı ya rasulallah
    bir inişin vardı yeryüzüne..
    önünde cebrail
    ardında yalın kılıç melekler
    bir inişin vardı yeryüzüne
    yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
    öksüzler annelerine sarıldı doya doya

    sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini
    herşey sus pus olmuştu
    hadi diyordu yıldızlar , hadi diyordu ay
    kainat bir isim duymak istiyordu
    ve bir ses yükseldi amine\'nin evinden;
    muhammed!!
    melekler öptü o nurdan ellerini
    muhammed!!
    seni yaratan allah\'a kurbanız ey dürr-i yekta
    sana o adı veren rahmana kurbanız

    artık sen vardın
    susuz topraklara rahmet indi seninle
    annenden sonra annen halime sevindi seninle,
    yağmura mı ihtiyaç var?
    kaldır şehadet parmağını,
    yağmurları salsın allah,
    sonra tut ağacın yaprağını
    köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün allah
    yeterki sen iste,
    sen iste ya rasulallah
    deki ben kimim?
    dağlar taşlar dile gelsin
    dilsiz çocuklar ellerinden tutup
    \'ente rasulallah\' desin

    sen vardın
    bedir kardı
    uhut dardı
    hendek yardı
    yiğitlerin vardı
    ölmek için yarışan yiğitler

    hele bir enesin vardı senin
    enes bin malik
    uhud ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
    \'niye burda oturuyorsunuz?\' demişti
    onlar da
    \'allah ın resulü öldürülmüş\' deyince
    enes kükremiş ;
    \'peki o öldükten sonra ,yaşayıp ta ne yapacaksınız
    kalkın ve o\'nun gibi ölün\' demişti
    ve savaşın en yoğun olduğu yerlerde şehit düşmüştü
    hem de ne şehit ey nebi,
    vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi
    kız kardeşi parmaklarından tanıdı o\'nu

    musab bin umeyr\'in vardı senin,
    uhut ta sancağını taşıyan
    öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
    allah o gün melekleri musab ın suretinde indirdi

    ebu hureyren vardı
    acıkınca mescidin önünde durur,sana bakardı
    sen anlardın,
    \'ya ebahir,gel\' derdin

    ve sen gittin
    bir gidişle gittin
    ardında hüznün kaldı
    hasretin kaldı göklerde
    bilal ezan okuyamaz oldu
    ne zaman teşebbüs etse
    muhammad rasulullah demeye,
    dizleri üstüne çöker,kendinden geçerdi

    sonra günler ay,
    aylar yıl oldu
    ve asırlar oldu
    sensizliğe açtık gözlerimizi
    ama sen bırakmazsın bizi
    sen varsın ey şehitler sultanı
    sen varsın!
    bir şehit bile ölmezken
    sana nasıl yok deriz
    ebu talip şam'a giderken
    \'beni burada kime bırakıp gidiyorsun\' demiştin
    \'ne anam var ne babam\'
    ebu talip bırakmamıştı bu yüzden

    sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun ya rasullalah!
    bırakma bizi ki,allah ;
    \'sen onların içindeyken,onlara azap edecek değiliz\' buyuruyor
    bırakma bizi
    hayatı seninle öğretti rahman
    kulluğu seninle tanıdık,duayı senden öğrendik sevgili
    hz ömer umre için senden izin isteyince
    \'kardeşcik\' dedin ona,
    \'kardeşcik,duanda bana da yer ayırır mısın?\'
    bizler ömer değiliz ama
    bütün dualarımız senin için

    ey rabbimiz,
    rasulünü anışımızdan haberdar et,
    o'na binler salat,binler selam
    habibine makam-ı mahmut u ver
    o\'na vesileyi ilet
    o\'nu refik-i ala ya yükselt
    bizi de affet
    o\'nun hatrına affet
    zatının hatrına affet......
    14 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük