üstüne 3 kat sorumluluk yüklenmesidir, hatta kardeşin de varsa 4 kişilik bir sorumluluğu kaç yaşında olursan ol yüklerler sırtına.
Annen "babana neden hesap sormuyorsun, baba deme ona" diye sıkıştırır, baban "o kadın beni bu duruma sevk eden, sende azıcık hakkım varsa delilleri elinden al" vs. Gibi laflarla seni tercih yapmak zorunda bırakırlar.
Konuya komşuya, akrabaya durumu sen açıklamak zorunda kalırsın ve acıyarak bakan gözleri oyasın, "kıyamam" diyen dilleri koparasın gelir.
Bazı bazı düşünürsün "acaba ben toplayabilir miydim aileyi yeniden, ben mi beceremedim" diye ama sonra bakarsın ki işler sarpa sarmış. Olacak bir şey yok, elinden bir şey gelmediğini gördükçe daha da ezilirsin.
Babana şunu de, babandan şunu getir, anana böyle de, anana şunu sor derken kendini fazlalık gibi hissedersin. Dünyalarının sadece kendileri olduğunu seninse arada "aracı" görevi üstlendiğini ve aslında kimsenin umrunda olmadığını farkedersin.
En kötüsü de birbirlerine koz olarak seni sunmalarıdır. "bak çocuk bile senin bilmemne olduğunun farkında"
"bak çocuk bile ben ondan sogudum diyor"
demediğin ne varsa birbirlerine koz olarak demiş gibi göstererek arada seni harcarlar.
Birini yalnız bırakmaya gönlün razı gelmez annenin "okul bitince gitcen mi yani beni yanında istemezsin ki bi başıma kalırım" demesine için gider.
Bir nevi anne-baba rolünü sen üstlenirsin, onlar çocuk olur. ikisini idare etmeye, hayatını onlara göre şekillendirmeye başlarsın. özgürce karar veremezsin kendinden önce onları düşünürsün.
"beni kimden isteyecekler", "ilerde düğünüm olsa babamı çağıramayacak mıyım" gibi sorular aklını bulandırır.
Kısacası 20 yaşında iken 40 yaşın olgunluğu siz istemeden üzerinize siniverir.