ailesi için savaşan, sonuna kadar direnen bir babanın hikayesidir.
gece yarıları sancılarla uyanıp, ağlaya ağlaya sancının geçmesini bekleyen, sırf eşi çocukları uyanmasın diye de sesini çıkarmayan bir baba.
gece yarısı saat: 03.00 suları aniden bir bağırış, kendini kaybettmiş etrafa yattığı yerden yumruklar saydıran, sanki ayağı varmış gibi, kesildiğini unutup ayağa kalkacak gibi davranıyor. baba, mehmet diye bağrışlar var fakat o içine cin girmişcesine bağırıp etrafı yumruklamaya devam ediyor. apar topar ambulans çağırıp ambulans görevlisi tarafından şekerli su verilir.
günlerdir boğazından bir lokma geçmemiştir, her gün bugün ameliyatınız var diyerek 1 haftadır su bile içmemiştir. dolayısıyla şeker düşmüş hipoglisemi geçirmektedir. ailesinin ilk defa başına geldiği için ne yapacağını şaşırır. ellerinden bir şey gelmemesi kahreder eşini ve kızını.
kendine gelir 10 dakika sonra, daha yeni yeni toparlanmaya çalışır, karşısında ağlayan kızını görür bakakalır kızına elini uzatır yattığı yerden, kalkamıyordur çünkü... kız ağlayarak odadan uzaklaşırken...
ertesi akşam erkenden uyumuştur. kızı uyurken onu izler, gözünün önünde babası, ilk aşkı eriyip gidiyordu ve elinden birşey gelememesi onu kahrediyordu. iyice izledi, yaşadıkları film gibi gözünün önünden geçti gitti...
ey gidi koca çınar, neler atlattın sen bunlarda geçer be baba!!
diren babam, inadına diren babacığım.... inadına...