pkk'nın yani şimdiki can dostlarınızın o dönemde devlet yanlısı kürt köylerine rutin olarak yaptığı baskınlardan biriydi başbağlar...
yani başbağlar sivas'da yapılan alevi katliamına karşı gerçekleştirilen bir sünni katliamı rövanşı değildi.
şeytanın bile aklına gelmeyecek, goebels'in bile söylemeye ar edeceği bu yalanı cemaat 98'den beri söylüyor derin devlet de işine geldiği için susuyor.
başbağlarda "sünni" pkk tarafından (hani şu bülent arınç'ın başkanına "namaz kılardı kendisi" diye kefil olduğu örgüt) boğazlanan ve kaderini türklerle beraber çizen sünni müslüman da, madımak'da yakılan alevi de türk'ün kardeşidir ama cemaatin bayraktarlığını yaptığı şafii kürtler bu ülkede son 90 yılda akan her kanda imzası olan zararlı yaratıklardır ve kardeşimiz değillerdir.
not: daha düne kadar pkk ile aynı nüfuz bölgesinde at koşturmaya çalışan cemaat bu rezil örgütün işlediği suçlar yerine dini altyapısına takmıştı. sanki dindar olurlarsa işledikleri cinayetler önemli değilmiş gibi.
uzun süre amerikancı basınla beraber pkk'nın şii/alevi omurgalı bir örgüt olduğunu pompaladılar. iç parti diyebileceğimiz orta/üst kademeli yöneticiler çoğunlukla tanrıtanımaz yada deist olmasına rağmen örgütün eylemci, finans ve taraftar sağladığı taban şafii kürtlerdir. 90'larda alevi pkk yandaşları ayrı bir örgütlenme yada fraksiyon bağlamında örgüt çatısındayken 98 - 2003 çöküşü döneminde örgütle bütünleşmiş ve dini kimliklerini baskılamak zorunda kalmıştır. çünkü örgüt zaten parçanmış ve dağılma sürecine girmişti bu dönemde kimse dini yada politik ayrımları gözetecek durumda değildi çünkü can derdine düşmüşlerdi.