dinin yarısının koşulsuz teslimiyet olduğunu kabullenemeyen aklıyla her boku çözebileceğini zanneden ruhlar için tabi zordur bir dine bağlanmak. onların hayatları hep kendilerine göre gerçeği aramakla geçer, her şeye paranoyakça bakar. bir türlü sistemin kusursuz olabileceğini kabul edemezler, devamlı kendileri için en iyisini ararlar.tabi bu iyi onların ruhlarına hitap eden bir iyidir, başkasının ruhuna iyi gelmeyebilir bunu düşünmezler.hem allah sana kurallar bunlar.yapabileceğini yap, sana huzur vaadediyorum,bulamazsanda karar senin çek git demiyor mu.yapamadıklarından da olursa af dile bininci defa olsa bile affedebilirim diye kapıyı açık bırakmıyor o dine göre. sen hala kapı bu kadar esnekken, bir kaç kural sikine uymadı diye kapının dışında kalacam benim aklıma göre dünyam şekillenecek diyorsan. dünya senin dene ve gör. dünyanı da kurtar,huzur patlaması yaşa bakalım sana uygun sistemle.öldükten sonraki akıbetini de kurtar o aykular aykusu iykular iykusu aklınla. hem bir de sisteme uyan herkes geri zekalı bir siz akıllısınız aq. ama unutma en kötü karar bile kararsızlıktan iyi olacak her zaman. kurala bir şekilde elinden geldiğince uyan sistem sonunda sistem yalandan ibaret bile olsa en azından disiplinli bir hayat yaşamış olur. peki ya sistem doğruysa sistemi tamamen inkar eden en büyük zarar da olmucak mı. akıl bunuda söyler gerçekten düşünülürse. merak etme bu kadar sistemi bizim aklımızın alamayacağı şekilde kusursuz işleten allah, elbette kullarından bir şey isteyecek ve bu isteklerini bir şekilde kullarına ulaştıracak. sen dünyaya kıçı kırık insanı gönder sonra başı boş bırak, herkes aklına göre hareket etsin olabilir mi böyle bir şey. mutlaka insan için kapsamlı bozulmamış bir dünya rehberi olmalı bir yerlerde. bu islam olur başka bir din olur o ayrı. ama hepsine küfretmek. sikerim bulamadım kafama göre yaşayacam demek en kötüsü.