bu bölümü bitirip de halen ne iş yaptıklarını bilmeyen veya amacına ulaşamamış arkadaşlarıma; meslektaşlarıma bir nevi mesaj/çağrı niteliğinde bir şeyler yazmak istediğim güzide mühendislik alanıdır.
konudan konuya atlayabilirim. maruz görün lütfen yoksa dar bir alanda özetleyip kalıplara ve ezberlere sıkıştırmak istemem mesleğimi.
sadece iyi bir okula kapak attık deyip, temel teknikleri ve konuları ezberleyip, doğru düzgün proje yapmadan (sanayide uygulamalı projeler vesaire) mezun olup, endüstri mühendisi diploması almış ama teknisyenlik düzeyini aşamamış arkadaşlar var görüyorum ki. veya ne iş yaptığını bilmeyen. ve hatta 'siz ne iş yaparsınız' diye soranlara cevap veremeyerek genç arkadaşlarımızın tercihlerini yanlış yönlendirecek arkadaşlar olduğunu görmekteyim. her alanda bir endüstri mühendisine ihtiyaç vardır diye başlamak sanırım çok iddialı olmaz. başta bana da çok yuvarlak bir cümle geliyordu ama ben de piştikçe anlıyorum...
yazımın devamı birebir muhabbet formatında okunursa daha anlaşılır olabilir.
yeni iş süreçleri geliştirmede, yönetmede, planlamada ve çalıştığın ortamdaki diğer mühendislerden farklı düşünmeye ihtiyacın olacak. en önemlisi de insan odaklı düşünmeye. çünkü bir işletmenin kalitesi ürettiği ürünün kalitesine yansır. üretilen ürünün kalitesi de çalışanın iş doyumuna (işletmeye bağlılığı, motivasyonu, işini sahiplenmesi vb.) bağlıdır. bu nedenle insan kaynaklarının iyi yönetilmesi dolayısıyla insan ilişkilerinin iyi olmasına bağlıdır. bazen konuşmanla ikna edebilmen, bir amaç etrafında herkesi bir araya getirebilmen gerekir ki endüstri mühendisiysen bu iş senin işindir.
üst yönetime işletmeyle ilgili bir rapor sunacağın zaman amirini ikna edebilmen de direkt bu konuyla alakalıdır. kullandığın dil ve anlatım biçimi, raporlama biçimi önemlidir. sen raporda 'üretim miktarımız verimimiz artacak' dersen bu yönetici için bir anlam ifade etmez. sana sorar: 'ne oranda artacak? bana uzun vadede karı ne olacak?' diye sorar. o yüzden sen raporu: 'yeni geliştirilen bu yöntem ile günlük üretim miktarımız % 14 artacak, israflarımız % 5 azalacak' vs. demen daha etkili olur. yöneticin senin arkanda durur ve destek sağlar.
diğer taraftan bir yeni ürün üretip piyasaya sunacağın zaman pazarın ihtiyaçlarını iyi analiz etmen gerekir. pazarda ne kadar açık var, nerelerde açık var, ne kadar sürede yapılan maliyetleri (iş yeri kurulum maliyeti, işçilerin maliyeti, yönetim muhasebe giderleri, değişken giderler vb.) kara çevirmeye başlarım (bkz: başabaş noktası) diye düşünüp; bunu farklı metotlarla analiz etmen, teknik tahmin yöntemleri kullanarak tahmin etmen gerekir. yatırım değerlendirmesini kastediyorum.
örneğin; otomobil üreten bir firmada, otomobilin motor üretim hattında (ki genelde temel üreticiler vardır, dışarıdan satın alınır) beklemeler oluyor ve yüzden bir otomobilin üretimi iki saat gecikiyorsa (bkz: darboğaz) (öncelikle bu müşteri kaybına ve piyasada prestij kaybına sebep olur) sen motor üretimi yapan makineleri veya motor kalıp döküm sayılarını artırman gerekir. veya çalışan sayısını artırman gerekir. diğer taraftan üretim hattıyla ilgili çalışmalar yapılarak sürede iyileştirmeler sağlanabilir. kolay sökülüp takılabilen kalıplar vs.
optimizasyon! en önemli konudur bu. optimizasyon: bir üretim yaparken en uygun miktarda, en uygun zamanda ve en uygun hammaddeyi kullanarak en fazla kar sağlamaktır. karın en yükseği veya maliyetin en düşüğü demektir yani. örneğin; taşıma maliyet minimizasyonu için farklı hammadde depolarından üretim yapılan fabrikaya tedarik yapılırken en yakın depo ve en ucuz taşıma maliyeti ele alınmalıdır (bkz: vogel). endüstri mühendisi aslında budur: optimizasyoncu. her işin minimum maliyette maksimum kar elde etmesi için yapılması gerekenleri belirlemektir.
bunun gibi temel örnekler vardır. temel problemler vardır karşına çıkacak. temel düzeyde anlatmaya çalıştım. umarım faydalı olmuşumdur. hepsi naçizane fikrimdir. tartışılacak düzeltilecek tarafı çoktur eminim ama gözden geçirilmeli ve tartışılmalıdır.