bu kadar severken memleketi,
belki de aşkın lezzetini kaçırdım olsun.
hüzün fırtınası hayatımda
yaşamasam da tutkulu sevda, ölümsüz aşkların bekçisi oldum ya
evlenemedim, bir oğlum olmadı mesela.
yüreğine sevgi, aklına bilgi ve eline helalinden bir marifet koyacağım..
bir kızım olmadı.
bütün pınarlardan duru
ışıklı geleceğin çocuklarına öğretmenlik yapacak..
ah güzel kız
kalbimi, birbirini fark edemeyen,
bu yüzen bencillik çukurunda boğulan nefislerin
çoraklaştırdığı memleketime helal diyorum.
biz ebabil kuşuyuz gülüm.
gölgesini büyük sayan mağrur fillerin belalısıyız.
kısa çöpüz
uzun çöpte hakkımız vardır da, gözümüz yoktur.
kiminin dilindedir memleket,
kiminin bir çek karnesi gibi elinde.
onlar istikbal kaygısında, biz insan saygısındayız.
ödülü yoktur sevgimizin.
bilet almadığımızdan piyango da beklemeyiz.
en yakınımızda ki de anlamaz bizi.
çünkü memleket sevmek için aşkın kıymetini bilmek lazım.
Komşum kızı, bana âşık olduğunu yazmışsın.
ey gençliğimin küçük papatyası,
nerden aklına düştü bu aşkın yetimine âşık olmak.
sen bu mahalleden taşınmadan
ve saçlarına bir pırlanta toka gibi baharı takmadan önce
senin mutluluğunu sabahlara kadar ben beklerdim.
ayşe teyzemin evini,
ecdad yadigârı çınar ağacını,
bizim çocukların iki kalas bir heves top sahasını
ve yalnızlığımı bekler gibi..
ailesi tarafından bana emanet edilen bir kıza, bacım dedikten sonra
nasıl âşık olabilirdim.
affet beni..
bembeyaz bir gelecek bekliyor seni.
arada bir mahalleye uğra.
evlen, çocukların olsun.
onlara memleketi öğret,
onlara memleketi sevdir..
çünkü;
bir ayçiçeğinin güneşe bakışı gibi,
sevmeli insan memleketini.
bir tohumun ormana, bir derenin denize koşması gibi,
sevmeli insan memleketini..
memleket demek ne demek?
memleket demek;
sen demek,
ben demek,
biz demek.
ah güzle kız,
bu kadar yalnız, bu kadar kimsesizken
ve bu kadar hüzünlüyken memleketim;
başka bir aşkı koyamadım yüreğime.
ben, olamam bir aşkın kölesi
benim derdim memleket meselesi