az önce tanık olduğum, insanı mutluluktan havalara uçuran hadise.
bu sabah, sabah ezanı okumadan 5-10 dakika önce benim kız, mırıl mırıl geldi yanıma. azıcık oynadı. sevgi istedi, sevdim. ayaklarımın altına girdi, yorganı üstüne çekti, patileri sıcacıktı.
dedim sanırım doğuracak.. onun içi evin her köşesini ayarlamıştım ama geldi, dibime girdi. yatağın üzerinde doğuracak diye korktum. hazırladığım yuvaların birinin yanına gittim, bir pike serdim, üstüne yattım.
yuva yanımda, üstümde battaniye. geldi yine battaniyenin altına girdi. sabah saat 6 oldu, hala uyku tutmadı. doğurmadı.
kalktım, işe gitmek maksatlı giyindim, çıkarken aradım, benim kız yok ortalıkta.
nereye baktıysam bulamadım. çift kişilik bir koltuğum var. çekince yatak oluyor. onun yarısını dışarıda kullanıyorum ben. her gece ben bilgisayarla oynarken girdiği bir ara.
oraya baktım, hareketsiz duruyordu. korktum. bir şey oldu diye aklım çıktı. biraz dürtükledim. kıpırdadı. oh dedim, allah'ıma şükürler olsun; yaşıyor. sonra hazırlandım ve işe gittim.
ama aklım kedimde.
bir an önce mesaimi tamamlayıp eve dönmek istiyorum. ve yaklaşık yarım saat önce, dayanamadım, 17:30'u beklemeden atladım arabama, evime geldim.. hala aynı yerdeydi.
kötü bir fotoğraf. farkındayım. çünkü zoom yaparak çektim. ancak bu kadarını başarabildim. rahatsız etmemek adına. iki küçük kuyruk gördüm ve o kadar mutlu oldum ki size anlatamam.
vay be..
kızım doğurdu ulan!!!