Gerçek mutluluğun ve huzurun tek kaynağı;insanın kendisini yoktan var eden, kendisine hiçlikken bir can veren, sayısız nimetle rızıklandıran, sonsuz merhamet ve şefkat sahibi, iyiliğin karşılığını iyilik olarak veren, koruyucu ve esirgeyici, herşeyi hayır ve adaletle yaratan Allah'a teslim olması, O'nun sınırlarını koruması ve hayatının her anında O'nun rızasını aramasıdır. Allah'a teslim olan bir insan, hayatı boyunca O'nun, karşısına çıkardığı her olaydan, her görüntüden, her konuşmadan razı olur. Hiçbir olay karşısında "bu nereden çıktı?" demez, başına gelen bir sıkıntının ardından, ağzından "keşke" kelimesi çıkmaz. Çünkü başına gelen her olayı, güvenerek teslim olduğu, adaletinden, merhamet ve şefkatinden emin olduğu Rabbimizin yarattığını bilir. Allah'a teslimiyet, insanların hidayetlerine vesile olan çok önemli bir konudur. Bazı Kuran ayetlerinde teslimiyetin önemi şöyle açıklanır:
Eğer seninle çekişip-tartışırlarsa, de ki: "Ben, bana uyanlarla birlikte, kendimi Allah'a teslim ettim." Ve kitap verilenlerle ümmilere de ki: "Siz de teslim oldunuz mu?" Eğer teslim oldularsa, gerçekten hidayete ermişlerdir. Fakat yüz çevirdilerse, artık sana düşen yalnızca tebliğ(etmek)dir. Allah, kulları hakkıyla görendir. (Al-i imran Suresi, 20)Kim ihsanda bulunan (biri) olarak yüzünü (kendini) Allah'a teslim ederse, artık gerçekten o kopmayan bir kulba yapışmıştır. Bütün işlerin sonu Allah'a varır. (Lokman Suresi, 22)