taksim i gördüm ak partili oldum

entry15 galeri
    13.
  1. bir ajitasyon hikayesi daha.

    çok meşhurdur bu "ben hiç de ...yı destekleyen biri değildim ama ...yı görünce desteklemeye başladım" ayakları. dindar sitelere girersin, ortalıkta zibilyon tane "eski ateist" bulursun. kemalistlerin sitelerine gir, "ben başı kapalı bir insandım ama bunun din sömürüsü olduğunu anlayınca atamın izinden gitmeye karar verdim" diyenlere rastlarsın. daha geçenlerde çıkmadı mı chpli kadın, başörtüsünü takmış şalvarlı! müftünün karısıyım, beş vakit namaz kılıyorum diye? en olmadı "ama benim akpli, chpli, mhpli, başı açık/kapalı, ateist, dindar ... arkadaşlarım da var" diye başlarlar lafa.

    net konuşucam: artık yemiyoruz hacı. emin ol yemiyoruz.

    ama yine de başlığı açan arkadaşın gerçekten samimiyetle bu şekilde düşündüğünü farz edip o şekilde yaklaşacağım konuya.

    1. yazarımız 20li yaşlarda politika ile ilgilenmediğini belirtiyor. saygı duyarız tabi. ve sebebini şöyle açıklıyor: "daha faideli ilimlerle uğraşmak". elbette buna da saygı duyarız. olabilir. insan 24 saatinin 24 saatini ilimle, bilimle geçiriyorsa siyaset ilmine ayıracak vakit bulamayabilir. ama bu kişinin davranışının siyasette bir tanımı vardır: "apolitik".

    2. yazarımız apolitik olmayı bırakıp derin analizlere girişmiş. ve şöyle bir yorum getirmiş: "ak parti doğru yolda ki onu yabancılar çekemiyor" "her kim ki bu ülke için hayırlı bir işe kalkışla darbe ile aşağı inmiş."

    işte burada şöyle elim bir sonuca varıyoruz. yazarımız apolitik olmasının dışında belli ki bilimsel bakış açısına da uzak kalmış. dolayısıyla yazarımız sadece siyaset bilimine değil, diğer bilimlere de uzak kalmış ki bu da bizi birinci cümleye götürür. yazar kardeşimiz olsa olsa dini ilimler ile uğraşıyor olabilir, onun haricinde uğraştığı ilimler, bilimler kendisine fayda getirmemiş demektir çünkü. tabii, buna da saygımız sonsuz. herkes siyasetle uğraşmak zorunda olmadığı gibi bilimle de uğraşmak zorunda değil. bilimsel metodolojiyi de kendisine rehber edinmek zorunda değil. dolayısıyla yazar kardeşimize buraya kadar bir itirazım yok, olamaz da.

    3. yazının son kısmı, dananın kuyruğunun koptuğu yer. zaten önceki kısım tam bir girizgah niteliğinde kalmış. yazar bu kısımda, önceki kısımda yazdıklarıyla siyasete ve bilimsel metotlara ne kadar uzak olduğunu ispat etmişken; son kısımda kendi hissiyatını aktarıp "eyyorlamam bu kadar" diyerek çekilmek yerine, bir ilber ortaylı edasıyla millete ahkam kesip, kendi doğrularını sanki bir gerçekmiş gibi dayatmaya kalkışmış, ve sıvamış.

    böyle bir şeyin anlamlı olabilmesi için, ciddi şekilde gerçeklere dayanan deliller ortaya koymak gerekir. sen ne yapmışsın: "dış mihraklar istemediğine göre kesin iyi bi şey bu akp." böyle bir şey bilimsel bir fikir olarak kabul edilebilseydi, boşu boşuna üniversiteler kurup insanların gençlikleri çürütülmezdi hacı dayı. sen sadece kafandaki fantezileri yazmışsın. sonra da "inş ülkemiz liderinin kıymetini bilir" gibi oldukça iddialı bir laf atmışsın ortaya. "ak parti türkiye halkının yüzünü islama tekrar dan çevirdi" deyivermişsin.

    önce şunu belirteyim, madem eğer dış güçlerin istemediği her şey iyi oluyorsa sizin kafanıza göre gelmiş geçmiş en büyük liderin hitler olması gerekir. onun aleyhindeki düşmanlık, abd ve sovyetler gibi s.ksen bir araya gelemeyecek iki süper gücü, iki kanlı bıçaklı düşmanı müttefik yapmıştır. o zaman "heil hitler" diye bağırması mı gerekiyor tüm almanların?

    ayrıca şu "akpyi hiç bir dış mihrak istemiyor" mantığınızın da içine edeyim. nasıl bir kafaya sahipsiniz oğlum siz lan? tayyip erdoğan değil miydi, bir kaç sene önce times'a kapak olan? akpli kıllar değil miydi burada, "bu da size kapak olsun" diye çemkiren? nasıl bir hafızanız var la sizin? nasıl bir kafaya sahipsiniz?

    zannediyor musunuz ki dünyada hiç kimse desteklemese, bu hükümet en çok ihtiyaç duyduğu dönemde dışarıya ha bire borçlanarak bu büyüme rakamlarına ulaşabilirdi? koçum, aslanım. on defa yazmışımdır, onbirinci defa yine yazayım. bu adamlar ilk geldiğinde çok sevdikleri için bas bas bağırmadılar "biz gömlek değiştirdik" diye. tüm bunlar içerideki ve dışarıdaki endişeleri gidermek içindi. söyler misiniz, bu hükümet döneminde abdnin çıkarlarına alenen ters olan ne yapıldı? iran konusunda, suriye konusunda, ırak konusunda, afganistan konusunda hiç bir şekilde abd ile ters düşülmedi. daha hala dış mihrak da dış mihrak. madem çok meraklıydın diğer ülkelerden bağımsız yaşamaya, o zaman natodaki yerini sağlamlaştırmaya çalışan, ab ile müzakere sürecinde kıbrısı bile bmnin eline bırakan, bop eşbaşkanı olduğunu her fırsatta gururla söyleyen tayyip erdoğanı niye seçiyorsun? çelişki değilse bu nedir?

    bir de tutturmuşlar "darbe yapacaklar" "darbe yapacaklar" diye. ulan bülent arınç da chpnin vekili mi ki "gerekirse ordu müdahale eder" dedi? http://videogaleri.starga...bum/haber/691279/1/Guncel kendi pisliğini bastırmak için orduyu bile işin içine dahil edenlere aynı ordu darbe yapacak öyle mi? şimdi sadece şunu soruyorum: hacı siz aklınızı yerken ekmeğin arasına peynir de sürdünüz mü? yanında katık olmadan yenmiyomuş çünkü de!

    darbeymiş. he gülüm, he. darbe. akpnin ilk seçildiği dönemde ciddi bir tehlikeydi bizim için darbe. ama şimdi darbe ihtimali, faroe adalarının bir sonraki dünya kupasını kazanma ihtimalinden daha düşük. darbe söylemlerine de bir tek kendiniz inanırsınız zaten. geçti o dönem canım, geçti.

    son olarak, hangi partiye oy verdiğiniz umrumda değil. hiç bir partiyi desteklemeyen, objektif olmaya çalışan birisi olarak söylüyorum ki ister akpye, ister mhpye ister chpye ister de başka bir partiye oy verin. fazla bir şey değiştiremezsiniz zaten. ama bir partinin sempatizanlığını yapıcam diye akıldan fikirden mahrum kalmayın gözünüzü seveyim.

    edit: "ilber ortaylı edasıyla"dan kast edilen, "ilber ortaylı kadar bilgi sahibiymiş gibi" dir. oradaki cümlede bir bozukluk var ama düzeltmek yerine bu editle belirteyim dedim.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük