Soru: - Siz kürsüye çıkmış nutuk söyler, yahut yaptığınız bir basın toplantısındaki açıklamalarınızdan sonra, gazetecilerin sorularını yanıtlarken; şayet çok sıkışır da tuvalete gitme ihtiyacını duyarsanız; nutkunuzu, yahut sorulara karşı yanıtlarınızı yarıda keser ve tuvalete gidip döndükten sonra mı sürdürürsünüz nutkunuzla yanıtlarınızı; yoksa sıkışsanız da mıkışsanız da, tuvalete gitmenizi erteler misiniz?
* * *
Yanıt:
- Ertelemeye ne evet, ne hayır. Belki evet, belki hayır.
* * *
Yorumlar:
- Tuvalete gitme ihtiyacının, kendisini ne ölçüde zorlayacağına bir imada bulunmak istedi. Onun için de, ne "evet" dedi, ne "hayır",. Çok sıkışırsa kürsüdeki nutku da, gazetecilerin sorularına vereceği yanıtları da, kesebileceğini ve tuvalete gidip döndükten sonra nutkunu, yahut yanıtlarını sürdüreceğini üstü kapalı olarak belirtmek istedi.
* * *
- Bence "ne evet, ne hayır; belki evet, belki hayır" demekle; küçük abdestle büyük abdest arasındaki farkı ima etmek istedi. "Çişim gelirse kendimi tutabilirim, ama büyüğü gelirse tuvalete gitmeden yapamam" demeye getirdi.
* * *
- "Ne evet, ne hayır; belki evet, belki hayır" demekle, nutuk söylerken dinleyici kitlesinin tavrıyla, basın toplantısında gazeteci sorularının kalitesini ima etmek istedi. "Çişimi tutmaya ve dişimi sıkmaya değer mi değmez mi, ona bakarım", demek istedi.
* * *
- Kesin bir yanıt vermemesinin nedeni; altına edip etmemeyi, göze alıp alamayacağını bilmemesinden. Bunu göze alamadığında, tuvalete gidebileceğini ima etmek istedi.
* * *
- Bana sorarsanız, polemiklere neden olmamak için öyle ikircikli bir dil kullandı. "Altıma da ederim lafımı kesmem" gibi, hamasi bir dil kullanmak ve övünmek istemedi.
* * *
- Bana göre, tuvaletin uzaklığını ima etmek istedi. "Uzaksa gitmem, yakınsa gidebilirim" demeye getirdi.
* * *
- Bana göre de, "tepkileri hesap eder, ona göre davranırım" demeye getirdi. Nutku kesip tuvalete gitmeye kalkınca "yuh" çekilecekse, gitmeyeceğini ima etti; herhangi bir tepki olmayacaksa da, gidebileceğini.
* * *
- Dikkat ederseniz "erteleme" sözcüğünün altını çizerek konuştu. Aslında tuvalete gidip gitmeyeceğini yanıtlamadı. "Erteleme" sözcüğünü değerlendirdi. Üst düzey bir devlet adamı, "erteleme" kavramını çok dikkatli kullanır. "Ertelemeye ne evet, ne hayır; belki evet, belki hayır" dedi. Tuvalete gitmek için, kürsüdeki nutkunu, yahut basın toplantısındaki gazeteci sorularına karşı yanıtlarını kesip kesmeyeceğini sormak yerine; "Anayasa'nın çarçabuk sivilleştirilmesi ertelenebilir mi, ertelenemez mi" diye sorulsa, yine aynı yanıtı verirdi, "Ne evet, ne hayır. Belki evet, belki hayır".
* * *
- Ben daha değişik düşünüyorum. Demokrasimizin gelişmişlik ölçüsünü ima ettiğini düşünüyorum. Nutuk söylerken, yahut basın toplantısı yaparken tuvalete gitme ihtiyacı duyduğunda; demokrasi hem milletin, hem bireylerin içine iyice sinmişse, tuvalete rahatça gidebileceğini belirtmek istedi. Yok, demokrasi o kadar gelişmemişse, "dişimi sıkar, tuvalete gitmeyi erteleyebilirim" demek istedi.
* * *
- Bana sorarsanız da, çantasında yedek çamaşırı bulunup bulunmadığını ima etmek istedi. Yedek çamaşırı varsa, neden göze almasın altına kaçırmayı? Ama yoksa; işte, "Ertelemeye ne evet, ne hayır. Belki evet, belki hayır" demesinin gerçek anlamı.
* * *
- Ben çok daha değişik düşünüyorum. Tuvalete gidip gitmeyeceğini dış politikaya bağlamak istedi. "Şayet dış politikada bir gerginlik varsa; çok sıkıştığımız ve neredeyse altımıza edeceğimiz imajını yaratmak istemem, onun için de tuvalete gitmem" demeye getirdi. Ama öyle bir gerginlik yoksa, tabii gidebilir, niye sıksın ki dişini?
* * *
- Benim yorumum ise çok daha başka. Liderin vereceği karara göre hareket edeceğini ima etti. Lideri, kendisi nutuk söylerken sıkıştığında, konuşmasını kesip tuvalete gitmesine ses çıkarmayacaksa, gidebilir. Lider, buna izin vermezse de, zorlana morlana sürdürür konuşmasını.
* * *
- Ben daha başka bir soruyu düşünüyorum. "Nutuk söylerken, yahut basın toplantısı yaparken, tuvalete gitme ihtiyacı duyduğunuzda; tuvalete gidip de mi dönersiniz, yoksa erteler misiniz tuvalete gitmenizi" sorusuna, neden "nutku da, basın toplantısını da daha çabuk keserim" demedi?
* * *
- Herhalde "kendi çıkarı için, sorumluluktan kaçmaya hazır" diye düşünmemeleri için, demedi.
* * *
- Belki de böyle bir yanıt, aklına gelmedi.
* * *
- Bana göre, ortalığı oyalamak ve zaman kazanmak için öyle yorumlara açık konuştu.
* **
- Ben özel olarak sordum kendisine, "niye öyle ikircikli konuştunuz", diye. Şu yanıtı verdi:
"- Yorum yapmaya ve fal bakmaya meraklı olanları, konusuz ve oyuncaksız bırakmamak için; fena mı?