trafikte arkadan çarpmanın suç olması kadar da faşizan bir kural görmedim. neymiş? takip mesafesini koruyacakmışımız, çarpmayacakmışız. geçen hafta sıkışık trafikte önümdeki araca arkadan çarptım; aniden önümde durdu çünkü. fren lambaları da yanmıyordu; polise izah etmeye çalıştıysam da anlamadı; çünkü çarptığımda aracın fren lambalarını zaten kırmıştım. polis inanmadı tabi, yine yanmıyordu... on beş ceza puanı yanısıra 192 ytl para cezası ile cezalandırıldığımı biliyor musunuz? bilemezsiniz.. tampon da gitti... of!
takip mesafesi... hey allahım! bunu da yaptırımlarla uyguluyoruz. saatte 90 km hız ile gidiyorsak önümüzdeki araçla aramızda 45 metre mesafe olacak; hadi buraya kadar tamam. yaklaşık saatte 40 km hız ile ilerlediğimiz şehir trafiğinde önündeki adamla aranda 20 metre bırakırsan taşlarlar seni! arkadan çarpmak en iyisi; cezamı da öderim; paşa paşa yatarım! yaktırtacaksınız bu karagümrüğü bana!
çocukluğum o kadar sorunluydu ki; en basit kural olan karşıdan karşıya geçmeyi bile tam anlayamazdım; "anladım" derdim de anlamazdım. "önce sola, sonra sağa, sonra tekrar sola" derlerdi. düşünürdüm; hadi sola baktım, sağa baktım, bir daha sola bakıp yola atladım; o esnada sağdan araba gelmez miydi? her karşıdan karşıya geçişte bunu düşünürdüm; adrenalin son seviyede. şimdi ne değişti? hiç bir şey... aval aval bakınarak geçiyorum karşıdan karşıya!
pazar günlerini herkes gibi ben de genelde sevmezdim; hele ki ufakken pazar günü hava yağmurluysa eve tıkılıp kaldıysak bunun sorumlusununun pazar 90 serisini sunan mustafa yolaşan olduğunu bellerdim. şans yolunu izlete izlete şans kalmadıydı bende. "büyüdüğümde senin bıyıklarını yolacağım, mustafa" dedim hep yıllarca... artık beni duyduğundan mıdır nedir, geçenlerde mustafa yolaşan'ı trt 4'te gördüm, bıyıklarını kesmiş... ya da benim gibi cinnetli,sorunlu bir çocuğa denk gelmiş.
sırt kaşıtmak çok hoşuma gider, anneme kaşıtırım ara sıra, bir dakika kaşır, "ah oğlum kıpkırmızı oldu" der; beni düşündüğünden falan değil; canı kaşımak istemez de ondan. halbuki "sırtlar kaşımakla aşınmaz." yollar bile aşınmamış...
bir daha görüşmeyelim, beni bunun için mi çağırdın ta ebesinin van'ından? evet... allah belanı versin, ok..bye! sana gelen bana gelsin!
bir komşumuz var, dillere destan... zaten kendini destan gibi görmelerini sever; her şeyi bilir. geçenlerde köpek bulmuşlar sokaktan; besliyorlar; hayvan severlik tabi. ama zıçtımının hayvanı beni sevmiyor; onlara kalsa çok insancıl. ben hayvancıl değilim onlara göre. hatta köpek safkanmış... yok artık ulan; bildiğin melez bu! yoo dostum yoo!