daha önce de söylemiştim, yine de söylüyorum: ethem sarısülükü tanımıyorum ve geçmişte ne yaptığıyla da zerre kadar il-gi-len-mi-yo-rum. beni ilgilendirmez. beni evinde oturup sabah işine, okuluna giden bir vatandaş olarak sadece şu ilgilendirir: bu adam sırf yurt çapında yüz binlerce kişinin katıldığı bir eyleme katıldığı için, bir polisin silahından çıkan kurşunla öldürüldü. görüntüleri hepimiz izledik, tek başına yüzlerce kişinin içerisinde bir protestocuyu tekme tokat döven bir polis, önce havaya ateş ediyor. kalabalık dağılırken de onca kişinin arasında rastgele ateş ederek ethem sarısülükü vuruyor. olay budur. bunun haricindeki her şey teferruattır. asıl meseleye odaklanılmasını istemeyenler, gerçeklerden korkanlar, tutundukları dalın kopmasından korkanlar, yaranmak zorunda oldukları insanları haklı çıkarmak pahasına kalemini, kamerasını, vicdanını satabilecek durumda olanlar haricinde hiç kimse asıl mesele çözülmeden bu tarz teferruatlarla kafa karıştırmaz.
polis orada ethem sarısülük yerine başka birisini de vurmuş olabilirdi. burada ethemin isminin de cisminin de bir önemi yoktur. polis ona ateş ederken bu görüntüleri düşünerek (görüntüler de hiç bir şey ispatlayacak gibi değil ya neyse), ethem sarısülükün geçmişte yaptıklarını bilerek mi ateş etti? kafanız yerinde mi oğlum sizin?
hiç boşuna kıvırmayın beyler. hiç boşuna haklı çıkmak için hakkı kafanıza göre şekillendirmeye çalışmayın. biz bu ülkenin en güzide üniversitelerinde türk bayrağının indirildiğine, yakıldığına da şahit olduk. o adamları bırakın öldürmeyi, yaralamayı; engellemeye çalıştığımızda da pek çok arkadaşımız bu hükümet döneminde, bu hükümete yakınlığı sayesinde işbaşına gelmiş rektörler tarafından okuldan uzaklaştırıldılar. o pkklılarla aynı cezalara tabi tutuldular. siz çocuk mu kandırıyorsunuz? bu safsatalarla kandırsanız kandırsanız kendi kafanızdakileri kandırırsınız, vicdan mastürbasyonu yaparsınız!
şimdi bana söyleyecekleri de belli, madem öyleydi; şimdi niye savunuyorsun pkklıları? onu da ilk cümlemde belirttim, ethem sarısülükü tanımıyorum, kim olduğuyla da ilgilenmiyorum. ethem sarısülük, ethem sarısülük olduğu için değil; başbakana ve onun sultanlığına karşı çıktığı için öldürülmüştür. ankaradaki vatandaşı öldürebilecek kadar sert müdahalede bulunan polisin; doğudaki pkk sempatizanlarına karşı bu sertliğin onda birini gösterememesinin de yegane sebebi budur. onlar başbakana karşı yürümüyor çünkü. onlar başbakana değil, türkiye cumhuriyetine karşı yürüyor. mesele budur.
ethem sarısülükün vurulması, kameralarla kayıt altına alınmış ve bu yüzden de gezi parkı direnişinin en trajik ve en dikkat çeken görüntülerinden birisi olmuştur. bu yüzden yetkilileri daha hassas ve duyarlı davranmaya çağırıyorum. yandaş medyaya da çağrım şudur: çok yalakalığınızı gördük. sağıra yatmalarınız, görmezden gelmeleriniz, provokasyonun alasını yapıp sonra da karşı grubun sesi biraz yükseldi mi hemen provokasyon yapıyorlar diye ortalığı ayağa kaldırmanız... hepsine alıştık artık. ama burada bir can mevzu bahis. burada polisin meşru olmayan müdahalesi mevzu bahis. bu yaptığınızın; ne yalakalık yaparak yaranmaya çalıştıklarınıza, ne yalanlarınızla kandırdıklarınıza, ne de bu ülkeyi seven vatandaşlara bir hayrı dokunur. aksine kini ve nefreti körüklemiş olursunuz.