sabaha karşı 5 gibi okulun önünde toplanılıp otobüse binilirdi. en güzel olduğuna inandığınız kıyafet seçilirdi ki sizi hep önlükle göre platonik aşkınız bu halinize vurulsun. işe de yarardı aslında. bu gezilerde filizlenen çok aşka tanık oldum. benim hiç olmadı tabii, ben ezik biri olduğumdan hoşlandığım kıza bunu asla söyleyemez dahası aynı kızdan hoşlanan karizmatik çocuğu kızla konuşması konusunda yüreklendirirdim. biraz godoşça farkındayım ama o zaman godoşluk denen bu eyleme büyüyünce özgürlük, genişlik, saygı adını koydum ben * çok değişmedim yani. tek fark artık ben de rahatça söyleyebiliyorum ve sonrasında kızın seçimine saygı duyuyorum. gerçi iddialıyım; tip oalrak bir kız bana ''asla olmaz'' demediği sürece kolay kolay kaçırmam o kızı, öhöm, neyse...
bu gezide ankara, atatürk orman çiftliği, eski-yeni meclise illa ki gidilir; bir de hep gidileceği vaat edilip gidilmeyen yer vardır; atakule. hala da görmedim ya burayı neyse...
yolculuk sırasında okulun en güzel şarkı söyleyen kızı en önde oturan öğretmenler eşarkı söyler, arada otobüste katılır tabii şarkıya. en arka koltuk okulun fırlamalarınındır. keşke onlar gezilere gelmese, o zaman kızlarla konuşmak daha kolay olurdu, neyse...
sigara böreğibu gezinin en mükellef yemeğidir, atatürk orman çiftliğinde yenir o börekler. öğretmenler için illa ki velilerden biri sarma görevini üstlenmiştir. o veli, bu sayede çocuğunun en gözde öğrenci olacağına inanır. zavallı teyze, neyse...
gezi sabah başlayıp akşam biterken dönüş yolunda illa ki kusanlar olur. aslanlı yolda aslanların tepesine binmeyen çocuk ezik kabul edilir. atatürk orman çiftliğinde fil görmek o yaştakileri çok mutlu etse de yıllar sonra o fili hatırlayıp üzülür azıcık vicdanı olan kişi. maksimum 4-5 metrelik bir zincirle yere sabit bir aparata bağlıdır koskoca fil.
dönüş yolunda tuvaletiniz gelir, 5 saatlik yol kabir azabından beterdir. burada bitireyim en iyisi. *