arkadaş demokrasiden sandıktan bahsedıyorsun, bütün açıklamalarını sikip atıyorsun bir anda.
ben şunu anlamıyorum;
sen bana oy vermedin, sen bana oy vermedin ama senden başka iki arkadaşın bana oy verdi. ben oldum ülkenin başbakanı, geldim başına, ne oldum? türkiye cumhuriyeti'nin başbakanı değil mi?
peki merak ediyorum eğer ben, sen bana oy vermedin diye
vergiyi seni etkileyecek şekilde uygularsam,
zam mı sana dokunacak şekilde uygularsam,
yasaları seni değil de bana oy verenleri koruyacak şekilde oluşturursam,
sen değil de bana oy vereni korur kollar, seni ise böcek gibi ezmeye çalışırsam,
senin özgürlüklerini alır da bana oy verene verirsem,
ben senin başbakanın olabilir miyim?
ben kimin başbakanıyım?
ben bana oy veren kesimin başbakanıyım o zaman. o zaman sandığa güvenelim, sesimizi kesip oturalım öyle mi? o zaman neden bana türkiye cumhuriyeti'nin başbakanı diyorlar kardeşim? ben bütün ülkeyi düşünmüyorum ki? benim düşündüğüm sadece bana oy verenler.
sen şimdi böyle bir ortam da bana sandıktan ve demokrasiden bahsediyorsun. türbanlılar sadece gezi parkı ile ilgili yürüdüler diyorsun burada;
bu insanlar sadece gezi parkı için başkaldırmıyorlar canım ciğerim, bu insanlar dini kullanarak halkı sömüren bu şeytanın zulmü için, yalanı dolanı içinde yürüyorlar.
olay salt gezi parkı değil.
olay tamamen "tek başıma bu ülkede her istediğimi yapmaya muktedirim, ben %50 nin oyunu aldım" gibi bir havaya bürünen diktatör bozuntusuna karşı durmaktır.