kıvırcık sevgilinin saçlarından kadayıf yapmak

entry6 galeri video1
    1.
  1. selam.



    bu kadayıfımı sizlere bu eserle tasvir etmek istedim.
    merhaba,
    ben pembe tolga

    behemehal bir tayın dinmek bilmez heyecanına sahip, ırmak kenarında açan bir aşüfte çiçek gibi salınan, ahenktar yüreğimize dokunan yaralı bir şiir gibi kanayan, dünyalar güzeli sevgilimizin ay parçası yanaklarından dökülen o kıvırcık saçlarından bir tutam almak, şerbete bulayıp kadayıf yapmak...

    tanrım öyle bir sevmek ki onu; uğruna içimizde uyuyan hedonist mahluka veda etmek, ataerkil hiyerarşide büyümüş ruhunun burnuna minik öpücükler kondurmak... öyle bir sevmek ki onu; o kıvrım kıvrım saçlarına aşık olmak, yüreğimize dokunan birer uhrevi diken gibi onları koklamak.

    hiç de utanmadım üstelik; herkesin ortasında tıraş makinesiyle kazıdım saçlarını. doldurdum bir poşetin içerisine. aidiyeti solmuş bir masal gibi kokuyordu buram buram. ağlamaya başladı... yanaklarına bir pipet dayadım, yudumladım kana kana. boşa gidemezdi o ıslak periler...
    ben de gözyaşları içinde tuttum ellerinden. karşı kaldırımdaki pastahaneye doğru ilerledik.

    pastahaneye vardığımızda bizi kel bir garson karşıladı. henüz yeni kel olmuş sevgilim bir de bunun için ağladı. poşette sakladığım saçlarını masanın üzerindeki tabaklara döktüm. "merhaba, ben pembe tolga. bu da pembe tolga'nın sevgilisi" diye seslendim garsona.
    şaşkın gözlerle siparişimizi beklemeye başladı. "kadayıf şerbeti istiyorum" dedim. birkaç bin tl de harçlık çarptım suratına. kısa bir sürede şerbeti getirdi.

    ah tanrım...
    tabağın üzerinde bekleyen sevgilimin saçları ne de güzel kokuyordu. şerbeti dökmeden bile yiyebilirdim. çevredeki aleyhtar bakışlara aldırış etmeden saçları şerbetle karıştırdım. elimde tuttuğum çatala özenle saçları doladım ve yemeye başladım. aşkın tekebbür tadı damağıma sirayet ediyordu, biricik melek yüzlü yarenimin bedeninden ayrılan parçalar boğazımdan geçiyordu... nasıl mutlu olmayayım, nasıl azap çekmesin içimdeki aşksız ifrit? aşıktım işte ona. rüyalarımdan kopan o minik zemheri burnuna dokunabilmek, insanlardan uzak pembe aşiyanımıza bedenini çivilemek istemek... gözyaşları içerisinde bana bakıyordu. keltoş kafasına minik bir buse bıraktım.

    çok mutluydum... aşktan midem gurulduyordu. belki de içimde ölen buhranların ağıdıydı bu.
    merhaba mutluluk, merhaba yeniden. merhaba pembe hayaller, merhaba benim kadayıf saçlı meleğim...
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük