cevapsız kalacağı sanılarak sorulmuş sorulardır. oysa ki, hiç de öyle değillerdir:
cumhuriyet tarihindeki darbelerin arkasındaki güçlere bakarak rte'nin iktidara gelişinin ve demokratlığının onlardan pek farklı olmadığını çok iyi görüyoruz. abd, daha önceleri askeri darbelerle türkiye'ye müdahale ederken, çoktandır bu yöntemi terketmiş ve etkisi altına almak istediği ülkelerdeki marjinal yapıları destekleyerek sivil darbeler yaptırmış ve iktidarlarını abd'ye borçlu hükümetler kurdurma stratejisi bağlamında akp'yi başa geçirmiştir. dolayısıyla akp, abd'nin sivil darbesinin bir ürünüdür.
abd yeşil ışık yakmamış olsaydı, türk ordusundaki büyük tasfiye asla olamazdı. abd, asker seçeneğini terk ettiği ve türk ordusundaki ulusal çıkarları koruyan subayları tasfiye etmek istediği için akp ergenekon vb. davaları açabilmiştir. abd olmasaydı, bu davaları asla açamazdı, tekrar ediyorum.
doğuda polisi taşlayanlar, üniter devleti bölmek isteyen ayrılıkçılardır. bunlara karşı mücadele edenleri desteklemek her kemalistin görevidir. doğuda savaşan komutanları sahte delillerle mahkum edenlerin bu soruyu sormaya hakları yoktur. zira, onlar üniter devletin zayıflatılmasının piyonlarıdırlar.
ancak, iş demokratik hakların kısıtlanması ve adım adım bir dinci faşist rejim kurulmasına gelince, polis bu rejimin kollayıcısı ve koruyucusu ise ve demokrasi isteyen insanlara saldırıp öldürüyorsa, değil kemalistler, her vicdan sahibi yurttaş bu teröre tepki vermelidir.
