öncelikle o nefsi müdafa değildir. o halk arasında cahillerin bildiği adıdır, kanundaki adı "meşru müdafaa" dır, yüksek yargıdaki adı "yasal savunma" dır; içeriği şudur;
MEŞRU SAVUNMA VE ZORUNLULUK HÂLi
Madde 25 - (1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
maddenin 2. fıkrasının son cümlesinde can alıcı bölüm yer almaktadır. o da "konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile" kısmıdır. elinde bayrak bulunan protestocuya silahla ateş etmekte orantı bulunmadığı gibi kanundaki muğlak ifadeye sığınıp böyle bir cinayeti aklamanın kabulü hukukculuktan önce insanlığa yapılmış bir ayıptır.
zira mevcut olayda "olası kast" ile adam öldürme suçu mevcuttur. zira kalabalığa meydana gelebilecek sonuçlar öngörülmesine rağmen bunlar göze alınıp ateş açılmıştır.
