son derece heyecanlı ama içinde sıkça mantık hataları barındıran türk dizisi.
iki sezon geride kaldı. yarısından çoğu yabancı dizilerden esinlenerek kurgulanmış çakma türk dizilerinin aksine klasik türk dizilerinden farklı olarak daha değişik bir konu başlığı altında yazılıp çizilmiş bu dizisinin farklı kurgusu beni kendisine bağlamaya yetmişti. tabi bilemeyiz bunu da belki bir yerlerden az çok esinlenmiştir ama henüz rastlamadık.
ilk sezonun o serseri kuzeyi ve serseri arkadaşı ali nin hatrına izledik ikinci sezonu da. ikinci sezon da güzeldi aslında. bozulan tek şey kuzeyin bir sezonda on yaş birden olgunlaşmasıydı. tamam insan olgunlaşabilir ama üç beş ayda da evrim geçirmez.
"komser şeref" diye bir adam getirdiler. bu adamı senaristler eminim ki ilk başlarda "işte kuzeyin gelecekte alinin yerini doldurabilecek kankisi" adı altında soktular diziye. tabi sonra zamanla dizinin akışıyla da bu adam izlediği yoldan saptırdılar. ali kim şeref kim. ali meyhanede sabaha kadar kuzeyi dinler, dertlerine ortak olurdu. şeref komser ise iki dakika dinledimi ufluyor pufluyor. adam bildiğin sıkılıyor. geçiştiriyor. demetten de sıkıldı zaten işi gücü bıraktı tek derdi güneyi hapse attırmak. ve sonra da mutlu olmak. *
mantık hatası da burda başlıyor. köşeye sıkışmış bir güney karakteri. çok akıllı, son derece tehlikeli bir adam diye yutturmuşlar bizlere. son bölümde odada resimlere bakarken ferhatı öldürdüğü anları yaşıyor yeniden. ormandaki o geceye dalıp gidiyor. ferhat kuzeye "alinin intikamı mı daha değerli yoksa cemre mi?" deyince kuzey silahını indiriyor. ferhat "silahı yere at cemreyi bırakalım" deyince, kuzey silahını yere atıyor. tam o sırada elini arka cebine atan ferhatı gören güney ferhata ateş ediyor ve kardeşinin hayatını kurtarıyor. kuzey ise "kim ateş etti lağn?" diye feryat ederken güney gerçek hayata döner ve "ben ateş ettim ben" diye söylenir. ardından bize oscarlık bir cinnet geçirme sahnesi izleterek dizinin en kaliteli oyuncusu olduğunu bizlere bir kere daha ispatlar.
anlamadığım husus ise, güney şimdi mesela gelse bir pazar sabahı kuzeyi sahilde buluşmak için çağırsa. kuzeyle birlikte martılar eşliğinde denizin karşısında güzel bir sahne ayarlasalar. abi kardeş. güney ağlasa falan. arkadan ekolu seslerle müzik falan da verseler her neyse. "ferhatı ben öldürdüm kardeşim. ben ateş ettim, ateş etmeseydim ferhat ikinizi de vuracaktı" dese. "şimdi al cemreyi uzaklara gidin, yuvanızı kurun, ama beni de kurtar ben de gideyim" dese. ve kuzey de denizi bulup konuşarak bu işi halletse. zaten "deniz"in de tek derdi ferhatın katilinin güney olduğunu kuzeye ispatlamak ve kuzeyi korumak değil mi. işte mantık hatası.
bir de şimdi cemre diye bir karakter var, yav tamam kız güzel olmayabilir vücudu da çirkin olabilir. ama hadi madem güzelliği yok o zaman bir çekiciliği vardır illaki deyicem ama o da yok. bu kız bildiğin itici. kim aşık olur lan buna. nefes aldığı her dakika her saniye triplerde. sürekli bir kendinden emin hareketler. bir memuniyetsizlik, somurtup durmalar. çekilmez kezbanımsı davranışlar. bir de kız güneyi yanına çağırıp, kuzeye olan aşkını ballandırarak tarif ediyor. kafana sıçıyım senin. güneye bir de diyor ki ben seni aslında hiç sevmedim, sen benim mahalleden çıkış biletimdin. klasikleşmiş okkalı bakire bir kaşarın lafları. güney bu kızı kuzeyle aşıkane bir şekilde bakışırken gördükten sonra ayrılık kararını alıyor. ve hem kendine hem de kardeşine bir iyilik yapmış oluyor. ama azgın cemre yerinde rahat durmayınca sürekli kuzeyin peşinde dolanarak iki kardeşi birbirine iyice düşman ediyor. bu kız güneyleyken de sürekli kuzeye yavşardı ulan ne pis bir şeymiş be.
ama ille de güney püüh karakter. kaka o kaka. adama son bölümde içim acıdı resmen. ama işte bizde ille de iyiler kazanır kötüler kaybeder. adalet anlayışınıza sokayım sizin. tahminimce de eğer finalde kan dökülecekse o güneyin kanı olacaktır. cemre ölürse, ilk sezonki finalin aynısı olmuş olur. kuzey ölse diyelim, adamın sezon başından beri zaten çekmediği kalmadı. yaşadıklarıyla beraber olgunlaşmaktan o şımarık yan baktı diye adam döven herif oldu üç cocuklu otuz beş yaşında efendi aile babası. * bir kere daha kuzey kaybetmemelidir çünkü dizinin sonlarına doğru artık, kuzey ve cemre mutluluk için ödedikleri bedelin karşılığını alıyorlar mesajları yeterince verildi. dizinin gidişatı da o şekilde oldu. bu saatten sonra bu saydıklarımın dışında bir şeyin gerçekleşmesi senaristlerin seyirciyi ters köşeye yatırcam diye dizinin içine sıçması anlamına gelir. umarım da öyle bir şey olmaz.
