aslında hediyeyi aldığında bu durumu belli etmiyor ya da o an kalitesi ile ilgilenmiyor olabilir. ama bir süre sonra arkadaşlarıyla hediyelerle alakalı konuştuklarında işin rengi değişiyor. arkadaşı ona alınan hediyelerin basitliğinden söz ettikçe kendini ezik mi hissediyor yoksa değerini o hediyelerle mi ölçüyor bilmiyorum.
hediyenin verildiği an dudaklardan dökülen samimi görünen sözler keşke gerçek olsa. \"benim için dünyanın en güzel hediyesi\" cümlesi yalan olmasa. o an yüzünde oluşan gülümseme, bir arkadaşının dolduruşuna geldiğinde kızgınlığa ve nefrete dönüşmese.
hediyelerin değeri maddi değerleriyle değil, onu verene yüklediğimiz manevi değerle ölçülür. önemli olan hatırlanmak ve sevdiğimiz kişiyi düşündüğümüzü bu yolla dile getirmektir. sevgilinin o aldığımız şeye baktıkça yaşanılan güzel anıları düşünüp mutlu olmasını sağlamaktır.
\"sen bana hiç kaliteli hediyeler almıyorsun\" diyen sevgilinin samimiyetinden şüphe ederim. eğer hediye alacaksan tek taş, pırlanta vs. gibi hediyeler al ya da alma demek gibi bir şey bu. zaten böyle bir laftan sonra hediye almaya çekinirsiniz. çünkü aldığınız hediyenin maddi değeri göz önünde bulundurulacağından, etiketlere dikkat etmeye başlarsınız. bu da hediyenin anlamının kaybolmasına yol açar.
yazdıklarım bir sitem gibi olsa da, hayatın bir gerçeğini* tokat gibi yüzünde hissetmekten başka bir şey değil.
söylenen bazı şeyler boğazınızda bir yumru gibi kalır, yıllar geçse de unutamazsınız.