bilinç akışı yöntemiyle yazılmış olup, aynı yöntemle yazılan tutunamayanlar'dan daha karışık bir roman. c.nin babasıyla olan ilişkisini anlayabilmek için bayağı bir dikkat gerekiyor. uykulu uykulu bir süre okudum, ancak anlayamadım. sonra uykumu alıp, okuduğum yerleri tekrar okudum. gerisini siz düşünün artık. kitap bana kalırsa gerçek aşkı arayan bir adamın hikayesi değil. bildiğimiz oedipus kompleksi işleniyor romanda. hem yusuf atılgan, hem c. aşırı bir şekilde bunun etkisinde kalmış. buna çok dikkat edince açıkçası rahatsız olmuştum ben. bilmiyorum ama, belki de ben problem etmişimdir. ha ayrıca; bu roman, kesinlikle bir kez okunmaz. bunu bilerek başlayın.
kitaptaki en beğendiğim yere geleyim;
"eve gelirken on paket sigarayla bir deste kibrit aldı. odasının ışığını yaktı. elindekileri karyolanın altına, boş bavula koydu. çevresine bakındı. yoktu. oturma odasını da aradı. orada da yoktu. bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu. kadınlar da böyleydi. dünyada gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu."