serpilem

entry692 galeri video1
    117.
  1. ***kaymak zemine yayılan*** bir avuç soytarıyı tanıtayım sizlere;

    1. ) ethem sarısülük:

    25 yaşındaydı, ankara batıkent'te fukara bir ailenin oğluydu, ostim organize sanayide çalışıyordu. ekmeğini alın teri ile kazanan bu arkadaşımızın her boku vardı allaha şükür! nedense şımarıklık edip !!!! özgürlük de isteyi vermişti, yeter demişti bu baskıcı tavrınıza, yeter ulan demişti bu millettin içinde sizden olmayana yaptığınız dayatmaya, ah be çocuğum nasıl bir soytarıydın ki giderken iç birimizi güldürmedin, bıraksaydın da bu güldürme işini arkandan atıp tutan soytarılar yapsaydı ya?

    2.) abdullah cömert:

    hataylı bir ailenin ultra zengin! yatları katları, gemicikleri* villaları olan bir evladı. tek eksiği hayatında birazcık özgürlüktü!!! bak soytarıya(!!!) halbu ki sen zemine yayılan kaymak tabakanın en güzel yerinde beslenen adamdın yazık olmadı mı sana? çapulcuydun, öldün iki sike sürülecek aklı olmayan bebenin karşısında bir de soytarı oldun, bunlar tam teyyip babalarının adamı, sen rahat uyu onları siktir et. onlar büyüyünce utanacaklar bu söylediklerinden.
    ölmeden önce şunları karalamış sanıyorum;

    -----3 günde sadece 5 saat uyudum. Sayısız biber gazı yedim, 3 defa ölüm tehlikesi atlattım*. Ve insanlar ne diyor biliyor musunuz? "Boşver ülkeyi sen mi kurtaracaksın" Evet kurtaramasak da bu yolda öleceğiz. (O kadar yorgunum ki, 3 günde 7 tane enerji içeceği 9 tane ağrı kesici ile ayaktayım. Sesim kısık vaziyette ama gene saat 6’da alanlardayım sadece devrim için)------ ///hakikaten anlamadı bazı andavallar kardeşim neyse ki ölmeden evvel sen anladın, ben de seni anladım...///

    devrim için, insanların kafasındakini değiştirmek, baskıcı zihniyete karşı artık itaatkar olmak yerine isyankar olmak ve artık bir birey olduğunu silahların ve zulmün gölgesinde ezilmektense insan gibi ölmenin bile bir onur olduğunu anlamak, bu bile bir devrimdir. bunu cümleyi bile anlamaktan aciz insanlar olduğunuzu biliyorum ve bu konu hakkında yorum yaptığımda da ama sen bizi küçümsüyosun yeaa en çok sen biliyon zaten diye ağlayacağınıza da adım gibi eminim zira iki saattir aynı demogojiyi yapıyorsunuz, ne mi yapmalıyız şimdi? yukarıda yazılanı sakin kafayla bi anlamaya çalışalım evvela...

    3. ) mehmet ayvalıtaş:

    henüz 19 yaşında, evde oturup olan bitene korkuyla bakmaktan, aman bana değmesin de ne olursa olsun, demekten ziyade sokaklardaydı o da.şirket ceo su yada iş adamı falan değildi, borsa da milyonlarca doları falan da yoktu. acaba neyi vardı ki bu hayatta çok merak ediyorum? bi tane telefonu varsa akıllı olanlarında, bir de bilgisayar ki redhack mensubu olduğu belirtildi, yeter diye düşünüyorum. yani bu kardeşimizin de tuzu kuru değildi. işi almanyadan iyi değildi, ununu eleyip eleğini asıp orada gırgır şamata yapmıyordu, oda hayat gailesi içindeydi.
    bir taksi girdi göstericilerin arasına ve mehmet'i aldı gitti...

    şimdi gelelim tipik faşist solcu zırvalarına, ezildik yıprandık cart curt edebiyatına, bunlar sizin bok yemeleriniz aslanım, daha düne kadar türbanlı bi bayanın üzerine işemişler diye haber çıkaran sizlerdiniz, yalanlanan da sizler oldunuz.

    cami içinde bira içtiler, skiştiler dedikten sonra cami imamından gelen açıklama ile yüzlerinizin götüme dönüştüğü anı da hatırlıyorum. sonra ne oldu o müezzine? sizi ahlaklı insanlar sizi, sizi allahın askerleri, din iman palavraları ile, hak doğruluk adalet gibi kelimelerin anlamları ile oynayarak cahil cühela halkı kandıran yavşaklar sizi ben söyleyeyim (bkz: fuat yıldırım)
    adamı apar topar görevden aldınız, izne çıkarttınız. siz mi doğruları söyleyen insanlarsınız? en yakınınızda durması gereken adamlar bile sizin gerçek yüzünüzü böyle ortaya koyuyor ve sizin yaptığınız cezalandırma şekli ortada siz mi bu adaletten bahsediyorsunuz? siz mi dezenformasyon yaptığımızdan dem vuruyorsunuz?

    koç'un paralı askerleri mevzuuna hiç girme benim genç arkadaşım, beni gecenin 3 ünde tunalıya koç göndermiyor.
    koç kimdir, nereyi finanse eder zerre fikrim de yok zira bak anlatayım sana geçen polisten kaçarken izmir caddesinde arkamdan tutup cekerek son anda o gaz kapsülünden koruyan bebeyi, oğlan ın üstünde üç hilalli osmanlı padişahlarının olduğu bi tişört vardı. herifle gençlik caddesine kadar beraber kaçtık. yolda gençleri gördük, hayatlarında eylem nedir bilmeyen, lafladık epey, soluk soluğa...

    hepimizin siyasi görüşleri birbirinden farklıydı, en yakınımız siyasi olarak normal şartlarda birbirimizden 3 kıta uzakta dolanıyor. beni onu diğerlerini oraya koç getirmedi fakat kazlıçeşme mitingine kim nasıl geldi anlatayım istersen? yada siktir et, o sarı halk otobüsleri varya, hani ona oy vermeyen %50 nin de cebinden çıkan paralarla alınan. hani işlerine geldiğinde sökülen tretuvarlar için, yollar için, duraklar için ( ki bunlar nasıl seviniyor insanlar onlardan barikat yaptıkça, zira kendi firmalarına peşkeş çekerek nasıl yaptırdıklarını daha önce de elli milyon kere yazdık buralarda ) bizde para verdik ya diyen amcıklar varya işte o ibnelere sor bakalım o otobüslerde benim de hakkım yok mu? nasıl kiralanıp da kazlıçeşme'ye akpli mitingine çakal taşıyor? resimlere belgelere gerek var m ı? yok yok sen sosyal medyayı yakından takip edersin, illa görmüşsündür olayları.
    taksime yolları, vapur hatlarını kaldıran kahpe dölleri, kazlıçeşme için evlerinden insanları toplayıp, mitinge benim paramla alınmış arabalar eşliğinde çakal taşıyor. bırak bana koç'un paralı askerlerini, yer mi la bunları halk? bunları kim yer biliyor musun? işin içinde çıkamayan sizler yersiniz ancak..
    sizlerde yemezsiniz, sen aslında zeki çocuksun ama korkaksın, evden çıkıp taraf olamadığın için bunlara inanıp kendini rahatlatmak, evde kaldığın, gücün egemen kuvvetin yanında olduğun anların vicdanını kotarmaya çalışıyorsun. kızmıyorum sana, sadece buradan insanlara bir şeyler analtmak amacım...

    fidel falan demişsin de canım ciğerim boşver bunları, counter strike oynuyor dediğin çocuklar o çağları çoktan geçti, madem yemiyor götün çıkıp insanlarla beraber hak aramaya, yalandan sis atma bari ortama. dışarıda yer yer plastik, kimi zaman gerçek, çoğu zaman da kafalarımıza kapsül atılıyor, vurduklarında ise ellerini havaya kaldırıp "holeeyy hüeeeyeyyy" diye akp sevinci yapıyorlar. sen counter diyorsun bana...

    ha devrimden bahsetmişsin, teorik olarak nasıl yapılacağından falan dem vurmuşsun aferim araştırmacı yanın çok güzel, sevimli yani, çok tatlı aynı tayyip'in sinirlendiğinde olduğu gibi ama ruhtan bahsetmemişsin be gözüm, birşeyleri değiştirmek için o saydığın araç gereç gerekli ortam alet edevattan ziyade ruh önemlidir.
    (bkz: Victor Jara) o stadyumda bir sürü egemen gücün içinde bile neler yaptığını ve sonrasında olayların nasıl geliştiğini biliyorsun, bilmiyorsan da öğren lan, her boku devletten bekleme, bak biz beklemiyoruz!

    ayrıca kardeş birileri size gelmezseniz işinizden olursunuz, ayrıca araç başı 100 lira, yoklama alınacak haa ona göre demeden sokağa falan çıkartamaz. keşke iş size kalsa. * sorun devletin kolluk kuvvetleri yoksa bir kaç çapulcu dediğiniz insanlar milyonları aştı, ve hiç kimse para için, pul için yada sizin mitinglere toplandığınız gibi belirli bir kesmin baskısı ile toplanmıyor. para almıyor, karşılığında iş almıyor, ihale almıyor, almadıkları gibi bir de işlerinden, aşlarından oluyor. iş yeterki bi kaç yüz milyon(!) akp li ile karşı karşıya kalmaya kalsın yoksa. ey gidi ey. o işin bitmiş olduğunu gösterir bizlere ki şu an hemen hemen o durumdayız, bu duruma getirdiği için padişahınıza da ne kadar teşekkür edilse azdır.

    son olarak bırak onu bunu da şu liseli la bu ayaklarını falan geç, sen de bilirsin yaşımı başımı, 15 haziran itibari ile 30 dedik, tam pezevenklerin gezi parkına girdikleri gün. insan bi nice yıllara der amk. hala daha itle köpekle bir ağız içinde burada insanlara olmayanı varmış gibi göstermeye çalışıyorsun.

    makarna ye, makarna candır. biz de yıllarca yedik okuldayken ama ara ara çorba falan da iç, yazık edersin beynine...
    0 ...