herkesin kendi odununu beraberinde götüreceği yermiş efenim! demek ki neymiş, kucağında bol miktarda odun taşıyan adamın köprüden geçerken bir taraftan diğer odun taşıyıcılara bakması, bir yandan da odunların denge merkezini sağlayamaması sebebiyle, hani o klişe 'köprüyü geçemeyenlerin cehenneme düşmesi' mevzuu şehir efsanesi değilmiş! Gayet mantıklı görüldüğü üzere! Buradan hareketle, düşmek fiili kullanıldığına göre cehennemin aşağıda bir yerlerde olduğunu da müşahede edebiliriz. (bkz: anti-gravitasyon) varsa şayet durum değişir tabii) Yani bir nev'i (bkz: akıllı fırın) uygulaması! ateş seni çağırıyor veya arzoom sen herşeyi düşünürsün tadında bir reklam dahi yapılabilir bununla ilgili!
velhasıl kelam 76. numaralı entry'mize kaynak olan görüş ise (bkz: ibn-i arabi) kaynaklı olup, türkçeleştirilmiş halini (bkz: ahmed hulusi)nin (bkz: insan ve sırları) kitabından görebiliriz.