Gereksiz hırsların en mide bulandırıcısı. bankada milyar dolarları olsa dahi bir iş adamının; yaptığı bir işten on bin dolar daha fazla kazanamayınca kendini parçalaması, içki şişelerinin içinde sakinleşmeyi araması ve sinirlenip etrafa bağırması.
sanırım kırılmış bir cam parçasıyla; boğazını boydan boy'a yırtsam dahi sakinleşemem bu adamın.
neden doymak bilmez insanlar bilmem. dünyadaki çoğu bürokrat, siyaset adamı ve iş adamları nefret edilesi kişilerdir.
76 yaşında bir muhasebecimiz vardı zamanında. delice sıcak havalarda beyni dururdu hesap yaparken veya havadan su'dan konuşurken. oldukça yaşlı ve bitkin görünüyordu hep. yılların ve durmaksızın çalışmanın verdiği bitkinlik.
yeminli mali müşavirdi.
iki lafından biri paraydı.
üstü açık bir bmw'si vardı. sürekli olarak şirkette her sabah günlük gazeteleri o'na uzattığımda; "yahu honor; para hep puştta pezevenkte yahu" diyip dururdu.
fazla küfürbaz değildi. hatta şu takıntılı cümlesi hariç hiç küfür ettiğine denk gelmedim. eski bir istanbul beyefendisiydi.
fakat şirket çalışanlarını sürekli olarak "daha çok para kazanmamız lazım" temalı motivasyon özlü laflarıyla sıkardı.
benim anlamadığım neydi bu çaba. birkaç sene evvel; başka bir boyuta doğru yol aldı.
yinede iyi olarak hatırlıyorum bu yaşlı paragöz ihtiyarı.
herkes birşeye takıyor şu hayatta kafayı neticede.