elhamdülillah

entry46 galeri video1
    26.
  1. Bazen okuduğunuz bir ayet, bir hadis veya herhangi bir kitaptan bir cümle kafanızda şimşeklerin çakmasına sebep olur. Sanki o an tetiğe basılmış gibidir. Geçenlerde okuduğum bir hadis-i şerif de elhamdülillah konusunda bende aynı etkiye yol açtı. Müslim kitabında yer alan hadiste Peygamber Efendimiz “Elhamdülillah mizanı (tartıyı) doldurur” buyuruyor. Yani hesabımızın inceden inceye görülüp sevap ve günahlarımızın tartılacağı mahiyetini tam olarak bilemeyeceğimiz tartıda elhamdülillah ifadesi bizim sevap kefemizde çok önemli bir ağırlık yapacaktır. Bu hadisi birkaç kez okudum ve neden bir ifade bu kadar önemli olabilir diye çok uzun bir düşünceye daldım.

    Bir gün içinde defalarca “elhamdülillah” deriz. Namazda deriz, namaz sonrası tesbihte deriz, aksırınca deriz, bir şeyler yiyip içtikten sonra deriz vs vs. Kur'an-ı Kerim’de bu ifade 23, “hamd” kelimesi de değişik terkipleri ile yaklaşık 50 defa geçer. Görece yüksek bir rakamdır bu. Ama belki de en çok söylenip manası en az bilinen veya üzerinde en az düşünülen ifadelerden birisidir elhamdülillah. Çoğu kişi bu ifadeyi “Hamd Allah’a mahsustur” şeklinde bilir ve hamdın gerçekten ne manaya geldiğini bile bilmez.

    Elhamdülillah ifadesi Arapça ’da bir isim cümlesidir. Manası övgü, bütün övgüler, en kâmil manada övgü sadece Allah’a aittir, O’nun içindir, gerçek manada övgüyü hak eden Allah’tır ve bu manada övülmesi gereken de O’dur demektir. Peki, neden bu cümle tartıyı dolduracak kadar önemlidir? Yani o kadar amel varken, sevaba sebebiyet verecek onca davranış varken niçin sadece bir tek ifade, bir tek cümle veya Türkçeleştiği şekliyle tek bir kelime bu kadar etkiye ve ağırlığa sahiptir?

    Birisini övdüğünüz, methettiğiniz, yücelttiğiniz zaman, ona yaranmak amacıyla yalan söyleme ihtimalini göz ardı edersek, onda bulunan bir nitelik veya nitelikler aslında övülmekte yüceltilmektedir. Cömert birisini övdüğünüzde esasında onun cömertliğini översiniz. Ya da doğuştan gelen bir özellikten dolayı övgü yapılır. Çok güzel birisini bu güzelliğinden veya çok zeki birisini zekâsından dolayı övmeniz gibi. Ve genellikle bu övülmeyi hak eden vasfı taşıyan kişinin size bir faydası dokunmuştur veya o kişi yakınınız ve sevdiğiniz birisidir.

    Allah asla bizim övgümüze muhtaç değildir. Sürekli bize Allah’ı hamd etmemiz/övmemiz salık verilmesinin tek sebebi aslında yine bizim O’na muhtaçlığımızdır. Bunu detaylıca açıklayacağım:

    Allah’ı hamd ettiğimizde evvela niye onu övdüğümüzü düşünmemiz gerekir. Yani kimse kimseyi boşu boşuna övmez. Ama zikir kavramı maalesef o kadar yanlış anlaşılmaktadır ki bu kelime de dâhil bir çok zikir kelimesi/cümlesi sadece sayıya indirgenmiş ve bunları tekrarlamaktan murad edilen maksadın ne olduğu göz ardı edilmiş, unutulmuştur. Çokça zikredilmesini Allah Kur’an’da sürekli tekrarlamaktadır. Bu ilahi buyruk tarafımızca Peygamberin dili ile tavsiye edilen zikir kelimelerinin ele tesbih alınarak defalarca tekrarlanması olarak algılanmış maalesef. Ağızla söylenip manası hakkında düşünülmeyen herhangi bir zikrin sayıca çok olmasının kişiye ne faydası olabilir ki. Televizyon seyrederken, çalışırken yeni icat zikirmatiklerle ağzın ileri geri hareket edilmesinin ve elde edilen sayılar üzerinden bir yarışa gidilmesinin bir ahir zaman fitnesi olduğunu görmek için çok ferasetli olmaya gerek yok. Sadece Türkiye’ye has bir şekilde imam ve müezzin eşliğinde hızlı hızlı 33’er defa çekilen zikirlerin de amaca hizmet ettiğine inanmıyorum.

    Allah’ı övmek, O’nun gücünü, özelliklerini hatırlamakla olur ancak. Yukarıda da bahsettiğim gibi ancak vasıfları sebebiyle övgüler dizilebilir. Her hamd (veya hamdele ki elhamdülillah ifadesi literatürde hamdele olarak isimlendirilmiştir) Allah’ın gücünü, kudretini anmaya götürmelidir bizi. Hem insanı hem kainatı ince, hassas bir denge üzerine yaratan Allah’ın kudretini görebilmek için ister insana bakın, ister dönün çevreye, doğaya bakın isterseniz de kafanızı kaldırıp kainat kitabına bakın. insanoğlu hala yüzde birlerini bile keşfedemediği halde eldeki azıcık bilgilerle bile Allah’ın kudretinin büyüklüğünü o kadar net bir şekilde görebilir ki.

    Kardeşim kök hücre üzerine bir yüksek lisans tezi hazırlıyor. Tezine biraz baktım. Allah’ın hücrelere aracılığı ile nasıl bir düzen teşkil ettiğini, bazı hücrelerin dönüşüme uğrayarak başka bir organın hücresine nasıl dönüştüğünü, embriyonun içinde nasıl bir güç barındırdığını hayretlerle okudum. Ted.com sitesinden mucizevi doğum sürecini, bir girdap gibi her daldığınızda yeni dehlizlere kapı aralayan kuantum fiziğini, okyanusların uçsuz bucaksız yapısını, küçük bir böceğin gelişmiş sistemini dehşetle ve hayretle seyrediyorum. NASA’nın üye olanlara bilgiler eşliğinde gönderdiği uzay fotoğraflarından milyarlarca ışık yılı ötemizdeki gezegenlerden, güneş sisteminden, galaksimizden, kara deliklerden akıllara durgunluk verecek şeyler görüp hayretime hayretler katan şeyler öğreniyorum. Bütün bunları gördükten, öğrendikten sonra kendi aciz varlığımızla Allah’ın kudretini ve neden övülmeye en layık olduğunu daha net anlayabiliyoruz.

    yazının devamı: http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=55
    1 ...