11 Haziran'da Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6492 Sayılı Türk Petrol Kanunu, yıllardır dillendirilen kimi endişeleri haklı çıkartacak düzenlemeler içeriyor.Kamuoyunda tartışmalara neden olan kanuna ilişkin ilgili meslek odalarınca yapılan açıklamada, milli petrol şirketi TPAO'nun kullandığı hak ve ayrıcalıkları kaldıran düzenlemeyle, "yabancı devlet şirketlerinin petrol faaliyetinde bulunabilmeleri için aranan Bakanlar Kurulu Kararı kaldırılarak, arama ve üretim faaliyetlerinde yabancı devletlerin hakimiyetinin önü açılmıştır" ifadelerine yer verilmişti.
-Devlet adına arama ve işletme ruhsatı alma hakkı TPAO'na aittir- hükmü yasadan çıkarılmıştır. Süresi dolan petrol üretim sahalarının (tüm dünyada olduğu gibi) devlet adına üretime devam etmesi için TPAO'ya verilmesini öngören yasa maddesi kaldırılmış, bu sahaların özel sektör şirketlerine sunulmasının önü açılmıştır.
Küreselleşme projesinin iki hedefi, yerelleştirme ve özelleştirmedir. ikisi de ulus devleti yoke dip, ülke yönetimini ele geçirmeyi amaçlar. Bu amaç, böl yönet ya da uluslararsı sermaye yönetsin biçiminde sloganlaştırılabilir.
Kuşkusuz bu projenin hedefinde once ulus devletin yok edilmesi vardır. Ulusal ya da uluslararası sermayeye aktarılan ulusal varlıkların, ulusal çıkarlar ve ulusal güvenlik yönünden ülke başına ileride ne gibi sorunlar açacağı hiç düşünülmemektedir.
Petrol politikası değişikliğine bu yönden bakılmasında da yarar bulunmaktadır.
Kürt açılımının son görüşmelerinden sonra yapılan açıklamaya gore, Öcalan lütfetmiş(!), özerklik istemediklerini söylemiş. Değerli okuyanlar, lütfen düşünelim; anayasada ulus devlet, Türk, Türk Ulusu, Türk Devleti, Türk Bayrağı, Türk yurttaşı gibi kavramlara yer verilmeyip, ana dilde eğitimin önü açılırsa özerkliğe gerek kalır mı? Uyanalım Artık yalnız Güneydoğuya değil, tüm Türkiyeye talipler!