laiklik

entry1359 galeri video4 ses1
    124.
  1. okul hayatı boyunca "din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır" gibi kalıplaştırılmış ama hiç bişey ifade etmeyen bir tanıma sahip olgudur. fransa, türkiye ve birkaç devlet dışında yasaya geçirilip devletin resmi ideolojisi haline getirilmeye gerek görülmemiştir ayrıca vatikan dışında da dini kurallarla yönetilen hristiyan bir ülke yoktur. batı dünyasının laiklik gibi bir kaygısının olmayışı, bizdekinin aksine devrim yapanların "beyler bundan sonra yasalarımızı incile göre çıkartmıyoruz" diye anlaşmamaları bunun yerine laikliğin toplumca kabullenilmesinden kaynaklanmaktadır. bu toplumsal laiklik insanların* dinin resmi değil bireysel bişey olduğunu yani sadece allah ile kulu arasında olduğunu rönesans ve reform hareketleriyle iyice bellemesidir. denilebilir ki laikliğin temelleri orta çağ kilisesinin yıkılmasıyla ortaya çıkmıştır. ortaçağ kilisesi, döneminde şeriatın karşılığıydı: dini kuralları insanların günlük yaşantılarına yasa olarak dayatma yetkisine sahipti. halkın-bireyin laik olması sonucuysa kilisenin ve dinin, devlet yerine geçemeyecek bir kurum olduğu bilinci yerleşmiştir. müslüman ülkelerdeyse bu durum çok sancılıdır. özellikle türkiye de laikliğin ne olduğu konusu dahi açıklığa kavuşamadı. kimileri laikliği, dindar olmayan birinin yönetime geçmesi yada cumhurbaşkanı eşinin türbanlı olmaması olarak yorumladı. yaşar nuri öztürk ün eski ilahiyat fakültesi dekanı olması (yani dini bir geçmişinin olması) yüzünden siyasete atılmsını laikliğe aykırı bulanlar bile olmuştur. oysa ki devletin başına geçen kişi değil ilahiyat bölümü dekanı isterse imam olsun laikliğe mani değildir. çünkü laiklik mesleki sıfatlarla yada insanların giyim kuşamları ile tehlikeye girecek değildir. laiklik insanların dini yaşayış şekillerine müdahaleyi yasal(!) temele dayandırmaya çalışacak ve buna uygun dini bir yönetim getirecek kişilerin başa geçmesiyle tehlikeye girer. irticacı olarak adlandırılan kişilerin meslekleri ne olursa olsun laikliğe gölge düşürdükleri kesindir. hacı murad sokakta isterse şalvarını giysin saklını uzatsın. bu onun müslümanlığı yaşama şekilidir ve onu alakadar eder. başka birisi ise namaz kılmamayı, oruç tutmamayı ve içki içmeyi tercih edebilir. laiklik bu iki kişiye de dilediği gibi yaşama hakkı yeren yönetimdir. bir ateistin yada ilahiyaçının yönetime gelmesiyle laiklik tehlikeye girmez ama içki satışını yasaklayan, sarık takmayı sakal bırakmayı zorunlu kılan bir yönetim (bkz: taliban) yada tam tersi ibadethaneleri kapatan bir rejim de laikliğe tehdittir. (bkz: komünizm).

    kısaca, dinin devlet meselesi değil yaratan ile insan arasında bireysel bişey olduğunun yönetim sınıfı tarafından kabul görmesidir.
    0 ...