türk milleti'dir. atatürk'ün başlatmış olduğu hareketin merkezinde de o figür olan "dağdaki çoban" vardı. ha tarih kitaplarında onların esamesi okunmaz. ancak "türk - kürt kardeştir, bakın çanakkale'de koyun koyun yatıyorlar" cümlesinde geçer adları. dağdaki çobanın işi bitince yani canını, malını ve geleceğini kaybedince elitist olan tabaka onların yerini aldı. inkılaplar yapıldı, devrim kanunları yürürlüğe girdi. halk mutlu ve mesuttu. arada bu mutlu halk ayaklandı ama önemli değildi. devrim kanunları ile hepsi halloldu. tek partiden çok partili sisteme de geçildi. halk daha da mutlu oldu. hele ki dağdaki çobanın değmeyin keyfine.
adam yerine alındığı tek yer olan sandık bile ona çok görülmeye başlandı.
peki o ne yaptı?
kendini dikkate almayanlara sırtını döndü ve kendisinden taraf olduğuna inandığına oy verdi. sırtını döndükleri bu kez onun cahilliğinden, eğitimsizliğinden dem vurmaya başladı. oysa 1951 yılından bu yana eğitim sistemini düzenleyenlerin suçunu hep o çekmek zorunda kaldı bunu da kimse hatırlamadı.
hayatımızda hep o dağdaki çobanlar vardı ama biz yeni fark etmeye başladık onları.
bu milletin hayatını hep onlar belirleyecek haberimiz ola.