28 mayıs 2013 taksim gezi parkı işgali

entry153 galeri video5
    111.
  1. --alıntıdır--

    Kimseye hiç bir şey anlatmak için değil, sadece içimdekileri dökmek için… direnişten, RTE den, zaferden ya da yenilmekten değil, sadece içten…

    Bizler duygusal çocuklardık… hepimiz bişeyler bekliyorduk hayattan… uzun vadeli, büyük bütçeli şeyler değil ama… yazı bekliyorduk mesela, kış bitti denize gireriz diye, sevdiğimiz gruplar/şarkıcılar şehrimize konsere gelir diye, askerden dönen arkadaşlarımız NORMAL hayata tekrar uyum sağlar da askerlik anısı anlatmayı bırakır diye, yıllardır imkansızlıktan gidemediğimiz opera bale festivaline araba sayesinde gidebiliriz diye, hep beraber yer içer güler eğleniriz diye, etrafımızda onca şey LEŞ gibi gitmiyormuşçasına, hayat bize hep güzel olacakmışçasına küçük küçük mutluluklar bekliyorduk…

    bilmiyor muyduk bişeylerin LEŞ gibi gittiğini? Elbette biliyorduk, iyi kötü kafası basan çocuklardık illaki… bu yüzdendi zaten etrafımızda olup bitenlerin bizim içimizi diğerlerinden daha çok acıtması… boşa değildi sabahlara kadar içip dertleşmelerimiz, gülüp ağlamalarımız… he ya duygusal çocuklardık biz, beynimiz kalbimize hep 1-0 yenikti…

    Sonra bi gün bişey oldu… çoğu görmez duymazken gene biz gördük, duyduk… BiR AĞAÇ la başladı her şey, sonra sesler yükseldi, sonra biz BiZ gibi bir sürü çocuk daha olduğunu gördük… yürüdüler, bağırdılar, dövüldüler, şarkı söylediler, güldüler, güldürdüler, biz zaten sokaktaydık, onlarda yanımıza geldiler… ama daha başka bişeydi bu sefer ki, sayıları çoktu, gençlerdi, komiklerdi, zekilerdi… DiRENDiLER!!! ne istediklerini tam olarak bilmeseler de NE iSTEMEDiKLERiNi biliyorlardı…
    Başta çok güzeldi, korkuyla karışık coşku şiddete karşı ayakta durabilme zaferi haline dönüştü! Uygulanan zeka yoksunu zorbalık orantısız zeka ve mizahla geri püskürtüldü… ne zamandır bastırdığımız tüm isyan birden ete kemiğe bütündü, sokağa indi, uyumadı, uyutmadı…

    Günler geçti, güldük, zıpladık, kanadık, öldük, bağırdık, durduk… ama sonuçta illa ki yorulduk… sadece bedenlerimiz değil, ruhlarımız yoruldu… örselenme kelimesini bir gün gerçekten cümle içinde kullanacağımı düşünmezdim ama örselendik... ne anlama geldiğini söylemek zor ama bööle pis gibi, içten içe yer gibi, son bir haftadır hissettiğim gibi işte...

    Yılmak değil bu, vazgeçmek değil, pes etmek hiç değil!!! Açık yara gibiyiz biz, bu kadar baskı, bu kadar kan, bu kadar şiddet dokumuzda yok!!! 3 gün değil 5 gün değil 3 kişi değil 5 kişi değil!!! Dövüldük, yerlerde sürüklendik, ÖLDÜRÜLDÜK!!! Avazımız çıktığı kadar bağırdık ama sesimizi yanı başımızdakine duyuramamaktan korktuk…

    Başlangıç ve final aynı, duygusal çocuklarız biz, boğazımızda düğümlenen yumru bundan… şimdi herkes ağlayacak bi köşe bulsun kendine, bağıra çağıra, salya sümük ağlasın, atsın içindeki örselenmişliği, temizlesin gözündeki hüzün buğusunu, dimdik geri dönsün!!!

    Tekrar tekrar söyleyin, hem kendi içinizden, hem yüksek sesle! zira işe yarıyor, (ZiRA yı da cümle içinde kullandığıma göre)
    BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM!!!

    --alıntıdır--
    *
    0 ...