şaka maka gezi olaylarının akp ye yaraması

entry11 galeri
    5.
  1. Kendi kendini kandırmadan ibaret olay.
    - Öncelikle şu saatten sonra sonuç ne olursa olsun "halk" dediğimiz kitle kendi gücünün farkına vardı.
    - Apolitik, x Kuşağı denilen gençliğin hiç de apolitik olmadığını herkese gösterdi.
    - Tüm dünyada yıllardır milyonlarca lira harcanarak yapılamamış Türkiye imajı bir anda değişti. Daha geçen sene değil miydi Bodrum'a inen turistlerin deve turu yapılamayacağını öğrendiklerinde seyahat acentalarını dava etmeleri. Batı sıradan Arap kökenli bir ortadoğu ülkesi sandığı Türkiye'nin kendilerinden pek de farklı insanların, aydınların, gençlerin barınmadığı bir ülke olmadığını kavradı.
    - Başbakanın danışmanlarının etkisiyle ABD'deki Wall Street olaylarında "17 ölü" yanılgısını ABD anında düzelterek karizmasını çizdirdi.
    - iktidar öyle bir sıçtı ki kokusu taaaaa Pennsylvania'da duyuldu.Bilenin bildiği ama görmek istemeyenin göremediği Fethullah - Tayyip çekişmesi Fethullah Gülen'in "Gelin Allah aşkına biraz da kardeşçe yaşayalım. Türkçe Olimpiyatları'nda dile getirdikleri gibi, "yeni bir dünya.. yeni bir dünya.. el ele yeni bir dünya!.." Hakimiyet değil.. hükmetme değil.. baskı yapma değil.. totaliter sistemler tesis etme değil.. diktatörlükler tesis etme değil.. tiranlıklar kurma değil. " mesajıyla iyice ortaya döküldü.
    - Olayların en büyük kaybedeni Ana akım medya oldu. Yıllardır belli isimlerin üzerine kurulu medyada kimin ne halt olduğu, milyonlar sokaklara dökülürken Survivor'u yayınladıklarında, Norveç TV'si bile canlı yayın yaparken Penguen belgeseli yaptıklarında anlaşıldı.
    - Dünyaca ünlü The Economist dergisi kapağına Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ı 3. Selim resmiyle montajıyla bastı ve Tayyip Erdoğan birkez daha karizmayı çizdirdi.
    - Ortada çok gergin bir atmosfer yokken 14 Avrupa ülkesinin 2 yılda kullandığı biber gazını 2 günde sıkan emniyet güçlerimiz tüm dünyaya malzeme oldu. ABD, AB kınadılar.
    - iç Savaş ile boğuşan Suriye Devlet Başkanı Esad bile Türkiye'ye gitmekte olan vatandaşlarını uyararak iktidarımızla maytap geçerek eğlendi. Etme bulma dünyası...
    - ingiliz Devlet TV'si BBC, Tayyip Erdoğan'ın mitinginde photoshop ile nasıl insan eklendiğini sayfasında yayınlayınca iktidarımız ve başbakanımız karizmayı fena çizdirdi.
    - AKP'nin içinde olup da duyarlı olan vekiller bile "Ne yapmaya çalışıyoruz, iç savaş çıkartmaya mı" diyerek tepkilerini ve yapılanların abartılı olduğunu itiraf ettiler.
    - CHP ya da MHP kazançlı mı çıktı... Elbette ki hayır. Gezi PArkı'nda henüz bir avuç direnen eylemci varken onların savunmasını yapmak, onlara kendini siper etmek daha bir kaç hafta önceye kadar kıl kaptığımız Sırrı Süreyya Önder'e düştü. Kendini dozer'in önüne koydu. Polisimizin attığı gaz bombası kapsülü ile omzundan vurulmasa belki daha da aktif olacaktı.
    - Türk halkının gönlünde 3 ayrı ihtilal gerçekleştirmiş olmasına rağmen ayrı bir yeri olan silahlı kuvvetlerimiz sus pus olurken gösterilen şiddete tepki göstermek sıradan bir Mehmetçik'e nasip oldu. "Kaldır zinciri, kaldırmazsan senin kafana da gaz atarız" diyen pervasız emniyet güçlerimize "Atın, atın... Siz atarsanız elbette biz de atacak bir şey buluruz." diye püskürttüğü Toma'nın ardından gönlümüze taht kurdu bu meçhul asker...
    - Taksim'de can pazarının yaşandığı anlarda Bezmi alem Valide Sultan camisi'Ne sığınan eylemciler için "ayakkabılarla camiye girdiler, bira içtiler" diyen başbakanı aynı caminin imamı yalanlayınca Tayyip Erdoğan karizmayı birkez daha çizdirdi. Garibim cami imamı susturuldu, artık başına ne gelecekse sonradan belli olacak.
    - "Başörtülü bacılarımızın baş örtülerini çekiştirerek çıkardılar" diyen başbakanımızı aynı meydanda hep birlikte cuma namazı kıldıran, en abi, en bilgili o olduğu için imam görevi üstlenen ihsan Eliaçık yalanladı. O yetmedi Yeni Şafak gazetesi Süleyman Gündüz de gazetedeki köşesinde hem camide bira içilmediğini, hem baş örtülülere karşı herhangi bir taciz yaşanmadığını söyleyerek yalanladı. Başbakanımız karizmayı fena çizdirdi.
    - Olayların şüphesiz en fazla kazananı Beşiktaş Çarşı grubu oldu. Taraflı tarafsız her türlü insanın (eylemcinin) sempatisini kazanan çarşı yaptığı her türlü haylazlıkla hem çok gergin olan ortamın elektriğini azalttı, hem de eylemcilere tüm halkça sempati duyulmasını sağladı. Polislerin gaz maskelerine boya sürmek, Toma'yı ele geçirmek, iş makinasını ele geçirerek toma kovalamak gibi eylemlerin arkasında hep çarşı vardı. Pislenen parkı temizleme çağrısı yaparak temizlemek, polis telsizine girmek diğer aktiviteleriydi. Liderlerinden birinin gezi parkında içki satılmasını engellemek isterken bıçaklanması sonucu gazi de verdiler.
    - Eylemcilerimizden birinin peşinden koşarken üst geçitten düşerek ölen polisimiz için başbakanımız bu sefer de eylemcileri polisimizi üst geçitten atarak şehit ettiklerini iddia etti. Polisimizin ailesi bizzat durumu yalanlayınca Tayyip Erdoğan bir kez daha karizmayı çizdirdi. iktidar şehit polisimizin cenazesine gitmeyerek aileyi cezalandırdı. Hepimizin içi acıdı.
    - Tayvan TV'si bile yaptığı oldukça başarılı bir animasyonla durumu ekranlarına taşıdı. Basınımız, emniyet teşkilatımız ve başbakanımız bir kez daha karizmayı çizdirdi.
    - Durum bu kadar gerginken başbakanımız Kuzey Afrika gezisine çıkıverdi. Amacı "endişe edilecek bir durum olmadığını herkese ilan etmekti." Ama bu gezi sırasında Fas'taki insan hakları savunucuları kendisini "Diktatör Erdoğan'ı ülkemizde görmek istemiyoruz" pankartı ile karşıladı. Bununla kalsa yine iyiydi ama Fas Kralı 6. Muhammed kendisinin görüşme talebini de reddedince hem karizması hem de uluslararası itibarımız sarsıldı. Danışmanlar durumu "Kral yurt dışı seyahatte olduğu için görüşülmedi" diye savuşturmaya kalksalar da "madem yurt dışında sizin Fas'ta ne işiniz vardı" şeklinde gelen sözlü saldırıları savuşturmakta yetersiz kaldılar.
    - Başbakanımız olaylar konusunda gezi parkı liderleri ile görüşmek istedi. Anlaşıldı ki hala bu olayları bir grubun, bir siyasi örgütün, faiz lobisinin çıkardığına gerçekten yürekten inanıyor. Elbette ki görüşme talebi bir gün öncesinde yapılan polis saldırıları sonrası da kabul edilmeyince gezi parkı eylemcilerinin başbakandan özür dilemesi gerektiğini savunan, bir kere bile Taksim'e inmemiş Hülya Avşar ile görüştü. Bu olayın ABD'de yaşandığını düşünün. Obama'nın da Kim Kardeshian ile görüştüğünü. Böyle komik, suni durdu işte. Ne hayır gelecekse... Başbakanımızın görüşme yaptığı bir diğer isim Polat Alemdar rolü ile ünlenen Necati Şaşmaz, Athena grubundan Gökhan Özoğuz ve eski karikatürist, oyuncu Hasan Kaçan oldu. Kimse çok bir şey beklemedi.
    - Göstericilerin Türk Bayrağını yaktığını iddia eden başbakanımız Tayyip Erdoğan elinde Türk bayrağı taşıyan göstericilere Toma'lardan su sıkılması, izmir'de sırtında Türk bayrağı taşıdığı için polis şiddeti gören kızımız için sessiz kalmayı tercih etti. Ama kendisine "keşke bu duyarlılığı ABD'liler Türk askerinin kafasına çuval sokarken de gösterseydin" dediklerinde açıklama yapamadı.
    - Garanti Bankası, NTV, istiklal girişindeki ıslak hamburgerci Kızılkayalar olayların diğer kaybedenleri oldular.
    - Minicik iki üç kamerası ile yayın yapmaya çalışan Halk TV medya tarafının tartışılmaz lideri oldu. Adını duymayan, seyretmeyen kalmadı. Başbakanımızın gazabından kurtulabilirlerse onları çok parlak günler bekliyor.
    - 19 Mayıslar'ı, 23 Nisan'ları, 29 Ekim'leri ellerinden alınmaya çalışan bu halk öyle bir silkindi ki oluşan sarsıntıyı Kandilli beklenen Marmara depremi sandı. insanların tekbirlerle yıktırılan heykelleri, işlerinden attırılan gazetecileri bildikleri ve bütün bu tek başlılığı benimsemedikleri anlaşıldı.

    Şimdi AKP'liler zannediyorlar ki kafirler ayaklandı, CHP'liler gaz verdi. Büyük usta Tayyip Erdoğan gazabıyla bu münafıkların hakkından gelecek. Ama biz de müslümanız be kardeş. Biz de aynı dine inanıyor, başımız sıkıştığında biz de ellerimizi göğe kaldırarak dua ediyoruz. Biz de Yasin süresini okuyoruz be kardeş. Ve Yasin Suresi'nde yazılanların bir kısmının "Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar. Hem önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler. Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar." diye yazdığını biz de biliyoruz.
    Sadece bu ülkede basının sessizliği, muhalif bir kanala hiç bir firmanın reklam verememesi bile ne kadar anti demokratik bir şekilde yönetildiğimizi göstermiyor mu? Hala bu olayları sadece ağaçlarla mı bağdaştırıyorsunuz sadece?
    Şimdi de size büyük türk şairlerinden Hasan Hüseyin'in dizeleriyle sesleniyoruz "Kör olasın demiyorum, kör olma da gör beni"
    0 ...